Ahlaki erozyonun tepeden başlayarak yavaş yavaş yayıldığı ve herkesime ulaştığı bir ortamda her gün yeni skandallar yaşanıyor ve ilginçtir ki skandallar artık olağanlaştı…
En kötüsü de bu aslında…
Uruguay’da emekli olan bir devlet başkanının çiftçiliğe dönüp, maaşının yüzde 90’ınını fakirlere bağışladığı ve dünyanın en fakir devlet adamı olduğunu görmüyoruz…
Hadi José Mujica’yı görmedik, duymadık...
Ukrayna'da yolsuzlukla suçlanan Ukrayna Acil Durumlar Bakanı Sergey Boçarovski ile yardımcısı Vasiliy Stoyetski’ne kabine toplantısında kelepçe takıldığını da görmedik…
Canlı yayından dünya izledi, oysa…
Yok ama bunlar aykırı bizim için…
Biz o kadar olağanlaştırdık ki skandalları…
Yaşamımızın bir parçası oldu adeta…
İnsan hakları ihlalleri, çevre katliamı, taciz, tecavüz, istismar, rüşvet, yandaş kayırma hepsi ama hepsi normal geliyor bize…
O yüzden normali, olması gerekeni unuttuk galiba…
Bu yüzden olsa gerek kıyamet kopmuyor, devlet gözetimindeki çocuk ve kadınların istismarına…
Ya da yöneticilerin bulaştığı yolsuzluk çarkına…
Kutulara, kasalara, gemiciklere kayıtsızlığımız da bu yüzden galiba…
Dünya demokrasilerinin yolsuzluk konusunda affetmediği ve üzerine gittiği, eski bakan ve başbakanların yargılandığı bir ortamda bizde ise durum tam tersi olunca ‘Neler oluyor’ diye soruyor insan…
Nereye gidiyoruz…
Farkında mısınız bilmem ama kasalar, kutular hepsi sümenaltı…
Yeterli mi değil…
17 ve 25 Aralık soruşturmalarının şüphelilerinin şikayeti üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 2. Dairesi, 17 Aralık soruşturmasının savcısı Celal Kara ile 25 Aralık soruşturmasının savcısı Muammer Akkaş ile hakimi Süleyman Karaçöl için yargılanma izni verdi…
Sahi sizde yaşananlara bakıp da nereye gidiyoruz, diyor musunuz?
Hala demiyorsanız, üzgünüm…
Ülkem ve geleceğimiz adına…
Yok eğer sorguluyorsanız, umut var hala…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.