30 Haziran’da Ankara’da çok önemli bir dava görülecek. Özgür Özel’in Genel Başkan seçildiği CHP Kurultayına şaibe karıştırıldığı iddiası ile açılan davada bakalım ne sonuç çıkacak? Sonuç ne olursa olsun, peşinen söyleyeyim bu dava siyasidir... Bu dava, CHP’yi bölerek muhalefeti yeniden dizayn etme çabasının bir ürünüdür.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 50 yıldır siyasetin içinde olan tabiri caizse ‘’Siyasi Deha’’dır! AKP’nin oyları her geçen gün düşerken, zirvede kalmasını bilen Erdoğan, muhalefeti de istediği gibi yönlendirmekte ve siyasi tabloyu istediği şekle sokabilmektedir.

Yolda birbirlerini görseler selam vermeyecek durumda olan siyasi kimlikler bugün Cumhur İttifakı şemsiyesi altında buluşmuşlardır. Hatırlayın lütfen; yıllarca AKP’ye en dişli muhalefeti yapan Devlet Bahçeli, bugün Erdoğan’ın baş savunucusu haline gelmiştir.

Rahmetli Ecevit’in partisi DSP, Cumhur İttifakındadır... HÜDAPAR, iktidar bloğunda yer almaktadır. Rahmetli Erbakan Hoca’nın veliahttı Fatih Erbakan, Milliyetçi cenahın önemli figürlerinden Sinan Oğan ve Destici’nin BBP’i, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında saf tutmuşlardır! Ve son olarak fotoğraf karesine DEM de katılmıştır!

Sırada CHP’mi var derseniz, olası senaryoya göre ‘Evet’ derim...

Nasıl mı? Gelin anlatayım…

2024 Yerel Seçimlerinde, AKP’ye karşı Türkiye İttifakı yapıyoruz söylemiyle tüm muhalif seçmenden oy alarak 1. Parti konumuna gelen CHP, toplumsal muhalefeti konsolide edebildiği takdirde bugün için Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesi yolundaki en büyük engeldir.
İşte bu nedenledir ki; CHP karışmalıdır.. CHP bölünmelidir.. CHP halkın umudu olma özelliğini kaybetmelidir.

30 Haziran bu anlamıyla bir kırılma tarihi olacaktır. Şayet, mahkemeden ‘Mutlak Butlan’ kararı çıkarsa, Özgür Özel yönetimi yok hükmünde olacak ve 2023 Kasım’ında yapılan Kurultay öncesindeki yönetime yani Kemal Kılıçdaroğlu’na teslim edilecektir. Burada kritik soru şudur; Şayet, Kemal Kılıçdaroğlu, mahkeme kararıyla tekrar CHP Genel Başkanı olursa nasıl bir yol izleyecek, Recep Tayyip Erdoğan’a karşı siyaseten nasıl bir strateji geliştirecektir?

Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanlığına tekrar getirtilirse izleyeceği strateji ile ya CHP tarihinde, Atatürk’ten sonra ismi altın harflerle yazılacak bir lider olacak ya da ismi anılmak bile istenmeyen siyasi bir mevta olarak tarihin tozlu sayfalarında yerini alacaktır.

Bu nedenle, Kemal Kılıçdaroğlu, mahkeme kararıyla CHP’nin başına tekrar getirilirse derhal partiyi olağanüstü kurultaya götürmeli ve aday olmayacağını açıklamalıdır.

Net olarak ifade edeyim ki; Ekrem İmamoğlu denklemin dışına itilmiştir. Suçludur veya değildir! Ancak; öyle ya da böyle suç isnadı yapılan biri olarak toplumun nazarında olumsuz şekilde yaftalanmıştır. O yüzden, İmamoğlu ile toplumsal muhalefeti konsolide etmek ve olası erken seçimde iktidara gelmek hayal olur!
Atılması gereken tek bir adım vardır bu süreçte…

Devlet Adamı kimliği ve Atatürkçü kişiliğiyle, bugüne kadarki icraatlarında hiçbir şaibeye bulaşmamış olan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın CHP Genel Başkanlığına getirilmesi ve Cumhurbaşkanı Adayı olarak açıklanması tek çıkar yol olacaktır.

Bu adım; İYİ Parti, Zafer Partisi, Yeniden Refah Partisi ve Saadet Partisi başta olmak üzere tüm muhalefeti CHP’nin Türkiye İttifakı’nda birleştirecek ve Recep Tayyip

Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı seçilebilmesinin önünü kapatacaktır!

Bu formül dışındaki tüm senaryolar, Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı seçilebilmesi için altın tepside sunulan ikram olacaktır.

2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kaybedilmesindeki en büyük aktör olan Kemal Kılıçdaroğlu şayet CHP Genel Başkanlığına yeniden gelirse bu tarihi misyonu yerine getirmeli ve toplumun beklentilerine cevap vermelidir.

Aksi durumda; CHP, Cumhur İttifakının zımni ortağı olacak ve yıllardır ekonomik sorunlarla inim inim inleyen halk, Bay Kemal hakkında ‘Mutlak Butlan’ kararı vererek, kendisini yok hükmünde sayacaktır!

Benden söylemesi…

DERKENAR