
İbrahim Akkaya
Muhalefetin tarihi görevi
Seçimlere 103 gün kaldı..
Her seçim öncesi söylenir ama 7 Haziran milletvekili genel seçimleri gerçekten büyük önem taşıyor..
Türkiye’ye yeni bir rejim getirme hevesinden vazgeçmeyen AKP, bu seçimi de kazanarak, hem başkanlık sistemini getirmek, hem de anayasayı değiştirmek istiyor..
Gerçek şu ki siyaset konuşulan ortamlarda 7 Haziran Türkiye’nin son seçimi olacağı kaygısı ortaya konuyor..
Her seçim döneminde olduğu gibi AKP, bu seçimin kozunu da ‘istikrar bozulmasın’ olarak kullanıyor..
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genel Başkanı gibi davranıp, seçim mitingleri yapıyor ve vatandaştan 400 milletvekili istiyor..
İşte böylesi bir ortamda muhalefet partilerine, ‘AKP’yi durdurma’ gibi çok önemli bir görev düşüyor.
AKP’nin hesabı belli..
Seçime parti olarak gireceğini açıklayan HDP, yüzde 10 barajını aşamazsa Doğu ve Güneydoğu’nun milletvekillerinin tamamına yakın bir bölümünü birinci parti olarak kazanıp, hem başkanlık ve anayasa değişikliği için yeterli sandalyeye sahip olmak, hem de içeriği konusunda AKP’lilerin bile haberdar olmadığı ‘2023 hedefi’ne ulaşma yolunda en önemli engeli aşmış olacak..
AKP’nin bu hesabını bozmanın en önemli yolu HDP’nin barajı aşması..
Bu noktada en önemli adımı Halkların Demokrasi Partisi(HDP) ile Emek Partisi(EMEP) attılar ve ‘seçim ittifakı yaptıklarını açıkladılar.
HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ ve EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan imzasıyla yapılan açıklamada, birleşmede Türkiye’nin tarihinin en kritik seçimlerine, seçimleri kritik hale getiren nedenin içinde bulunan toplumsal ve siyasal koşulların etkisinin olduğu vurgulandı.
Siyaset kulislerinde Saadet Partisi’nin(SP)HDP ile seçimde işbirliği yapmak gibi bir düşüncesi olduğu, bu konunun partili yetkili kurullarında tartışıldığı iddia ediliyor.
7 Haziran genel seçimleri öncesinde ilk birleşme haberi de Ana Parti ile Hak ve Adalet Partisi’nden gelmiş, bu iki parti seçimlere birlikte katılma kararı almışlardı.
Türkiye, gerçekten kritik bir süreçten geçiyor.
AKP’nin ‘Milli irade’ vurgusuyla’ Çoğunluk bende istediğimi yaparım, istediğim yasayı çıkartır, istediğim yönetim biçimini getiririm” anlayışına kesinlikle ‘dur’ demek gerekiyor.
Bu görev de muhalefet partilerine düşüyor.
Öncelikle ana muhalefet partisi CHP ve muhalefetin ikinci güçlü partisi MHP’ye tarihi bir görev düşüyor.
Aynı sorumluluk, DSP, Vatan Partisi, Anadolu Partisi, ÖDP, DP ve diğer partilere de düşüyor..
AKP, kuşkusuz Recep Tayyip Erdoğan’ın Aksaray’a çıkmasıyla güç kaybına uğradı.
Bu kayıp sürdüğü için de Erdoğan seçim meydanlarına çıkmak zorunda kaldı..
Anketler AKP’nin oyununu yüzde 33-32 bandına kadar indiğini gösteriyor.
Yani AKP, sandıktan yine birinci parti olarak çıkabilir..
Oyunda düşme olsa bile HDP barajı geçemezse tek başına iktidar olduğu gibi, anayasayı değiştirmek, Türkiye’nin demokrasi rejimiyle asla örtüşmeyen başkanlık sitemini getirmek için yeterli olan milletvekili sayısına ulaşabilir.
CHP-MHP ve diğer partiler kayıkçı kavgasını bir an önce bırakıp, AKP’yi durdurma görevine odaklanmalı, seçimde işbirliği yaparak AKP’nin tek başına iktidar hedefinin önüne kesmeli..
Yapılması gereken belli, muhalefetin iki büyük partisi ile birlikte diğer partiler, CHP ve MHP’nin güçlü olduğu seçim bölgelerinde seçmenlerine örgütler aracılığıyla mesaj vererek destek olunmasını istemeleri..
Yerel seçimlerde bazı seçim bölgelerinde bu yapıldı, yine yapılabilir..
İki partinin seçmeni de bilinçli, ülkenin içinde bulunduğu nazik ortamdan her Türk vatandaşı rahatsız ve huzursuz..
Seçmeni sandığa yönlendirmek, AKP dışında alternatifler bulunduğunu uygun eylem ve söylemlerle anlatmak AKP’nin önünü kesme mücadelesinde başarıyı getirebilir..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.