
İbrahim Akkaya
Hırsızlar çalsın biz ödeyelim öyle mi ?
Gündem hızla değiştiği için CLK Akdeniz’in şişirilmiş faturaları ve elektrikteki kayıp kaçak bedeli konusu unutulur gibi oldu.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, kayıp kaçak bedeli ile ilgili yasa tasarısını savundu ve “Kayıp-kaçak bedelini birlikte ödeyeceğiz” gibi son derece talihsiz bir açıklama yaptı.
Yani hükümet elektriğin kaçak kullanılmasının önüne geçemiyor, şebekelerdeki kayıpları giderecek çalışmayı yapmaktan aciz, faturayı vatandaşın sırtına yükleyerek ‘birlikte ödeyeceğiz” deme cüretini gösteriyor.
Hazırlanan yasa tasarısını göre daha önce yüzde 18.50 olan kayıp kaçak bedeli oranı, yeni tasarı ile yüzde 22’e yükseltiliyor..
Lafa geldi mi Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu söyleyen AKP hükümeti, elektrikteki kayıp-kaçak bedeli için yasal düzenleme yaparak hukuk devleti ilkesini ayaklar altına almaktan çekinmiyor.
Olayın diğer çarpıcı, bir o kadar da üzücü ve düşündürücü olan tarafı ise Bakan Yıldız’ın vatandaşı değil de CLK Akdeniz gibi elektrik dağıtım hizmetini özelleştirme yoluyla eline geçiren özel şirketleri savunuyor.
Bu arada gözden kaçan bir uyanıklık söz konusu..
CLK Akdeniz’in 60-90 günlük faturaları vatandaşın cebini yakmasının ötesinde AKP yandaşı firmaya milyarlarca lira vergi kaçırma olanağını da yarattı.
CLK Akdeniz, Ekim-Kasım-Aralık dönemi faturalarının yüklü gönderilmesini komik bir nedenle savunmuş ve “ Olumsuz havca koşulları nedeniyle sayaçları zamanında okumak mümkün olmadı” açıklamasını yapmıştı.
Gerçek neden bu değildi aslında..
CLK ve diğer özel dağıtım şirketleri, faturaları göndermeyi öteleyerek, devlete 2014 yılında ödemeleri gereken vergiden sıyırmışlardı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanı bu gerçeği bildiği halde özel şirketlere toz kondurmamış, sadece “ faturaları aylık göndermeleri için uyarıda bulunduk” türünden geçiştirme bir açıklama yapmayı yeğlemişti.
Gelinen noktada AKP hükümeti kayıp-kaçak bedellerini vatandaşa ödemekte kararlı görünüyor..
Meclis’teki parmak üstünlüğüne güvenerek tıpkı torba yasalar gibi bu yasayı da çıkarmak, böylece Doğu ve Güneydoğu’da yıllardır yaşanan elektrik hırsızlığının bedelini vatandaşa ödetmek istiyor.
Kayıp-kaçak bedeli konusunun yasalaştırılması ile Anayasa’daki sosyal devlet, hukuk devleti, vatandaşın hak arama özgürlüğü elinden alınmak, gasp edilmek isteniyor.
Elbette bu konuda tüm yasal girişimler yapılacak.
Tüketici derneklerinin ciddi anlamda direniş gösterdiğini, bundan sonraki süreçte de direnişi sürdüreceklerini gözlemliyoruz.
Vatandaş olarak bizim de üzerimize düşeni yapmalıyız.
Hırsızların çaldığı elektriğin parasını ödememek için yasal tüm haklarımızı kullanmalıyız.
Şebekeleri yenilemeyerek, CLK Akdeniz gibi ‘Kesintilerden biz sorumlu değiliz, fatura keser para tahsil ederiz” diyerek topu taca atan özel şirketlere boyun eğmek yerine vatandaşlık hakkımızı, hak arama özgürlüğümüzü sonuna dek kullanmalıyız.
Dürüst vatandaş olmak suç mu ?
Elektrik faturalarını sürekli şişirilmesine, her ay gizli zam yapılmasına rağmen düzgün ödemek sağlık mı ?
Böyle hukuk devleti olur mu ?
Vatandaşı salak yerine koymak gibi bir anlayışı benimsemek hükümete yakışıyor mu ?
Olayı bu noktaya taşıyan, vatandaşı perişan eden, özelleştirme yoluyla özel sektör firmalarının insafına bırakanlara lanet olsun..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.