
Songül Başkaya
Mobbing…
Önceki gün haberlerde Mobbing ile Mücadele Derneği Başkanı Hüseyin Gün’ün mobbing’in intihar ve cinayet nedeni olduğuna dair açıklamaları vardı. Ardından dün Büro Emekçileri Sendikası Antalya Şubesi, Sosyal Güvenlik Kurumu personeline mobbing var diyerek, sokağa döküldü…
Şimdiye kadar onlarca kez başka sendika ve meslek örgütleri de mobbing nedeniyle sokağa çıktı. Sağlıkçılardan öğretim üyelerine kadar geniş bir kesimin mobbing gördüğü muhakkak. Görmeye devam ettiği de…
Peki mobbing nedir, bir bakalım…
Mobbing’in birebir Türkçe karşılığı olmamakla birlikte bezdiri kelimesiyle eşleştirilebilir. Uzmanlara göre mobbing bakın nedir?
"Zorba, hedef seçtiği kişiye karşı sürekli ve sistematik olarak aşağılama, hakaret, rencide etme, dışlama, görmezden gelme, insan yerine koymama, tehdit etme, zaman zaman fiziksel darp uyguluyor. Mobbing, o kişinin çalışmasını engellemek, baltalamak ve o kişinin haklarını vermemek şeklinde gerçekleşen olaylardır. Mobbing eylemleri zaman zaman Türk Ceza Kanunu, iş hukuku, borçlar kanunu, tazminat hukuku kanunu kapsamına girebilir. Mobbing sonuçta bir insan hakları ihlalidir ve yasal anlamda suçtur. Mobbingin yüzde 80’ini yöneticiler ve patronlar yapar. Güç onların elinde olduğu için. Çalışan zayıf halka konumundadır. Yüzde 15 oranında eşitler birbirine, yüzde 5 oranında astlar gruplaşarak üste yapabilir. Kamu sektöründe mobbing daha çok. Özel sektörde ise kısa süreli mobbing olur. Cinsiyet dağılımına baktığımız zaman kadınların daha çok mobbingde uğradığı ortaya çıkıyor. Mobbingin en fazla uygulayan sektörlerin arasında sağlık sektörü başı çekiylor. Hemşireler ağırlıklı olarak mağdur oluyor. İkinci sırada öğretmenler var. Üçüncü sırada akademisyenler ve sonrasında üniformalı mesleklerde çalışanları görüyoruz."
Uzman değilim ama birkaç ekleme yapmak istiyorum…
Sadece kamuda değil, hiç ummadığınız meslek örgütlerinde de mobbing var…
STK yöneticileri de üyelerine mobbing uygulayabiliyor…
Hatta iş adamları, siyasetçiler, oda başkanları da mobbing yapabiliyor. Bunlar yüksek sesle pek dile getirilmese de Antalya’da yaşananlar bunu gösteriyor…
Yani zorba sayısı da mağdur sayısı beklenmedik kadar yüksek…
Nerden mi çıkardım, bunları…
Haftasonu Antalyalı gazeteciler sandık başına gidiyor. Cemiyet Başkanlığı için yarışta duyduklarımız o kadar çok ki kimler kimleri aramış, aratmış, kimler kimlerden çekilmesini istemiş…
İnanmak bile istemiyorum. Ama duyduklarımızın yüzde 10’u bile doğruysa ‘Basın, hürdür. Sansür edilemez’ derken, elli kere düşünmemiz gerekiyor…
Ben buradan meslektaşlarıma çağrıda bulunuyorum. Kimsenin iradenize hükmetmesine izin vermeyin. Vicdanınızın sesine kulak verin. Meslek onurunuzu çiğnetmeyin…
En güzel cevabı sandıkta oylarınızla verin…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.