
Songül Başkaya
Kritik buluşma…
MİT ile PKK arasında Oslo’da yapılan görüşmelerin kaydı medyaya sızmıştı. O görüşmelerde Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından görevlendirilen MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Murat Karayılan’a ‘’Size karşı davranışlarından şikayetçi olduğunuz valileri, komutanları, emniyet müdürlerini bize bildirin. Biz de sizin de benimseyeceğiniz isimleri atayalım’’ sözünü vermişti…
Şimdi gelinen süreçte bir adım daha ileri gidilerek ‘Açılım Valileri’ oluşturulmak isteniyor…
Yeni Anayasa ve İmralı görüşmeleri sürecinde valilere yeni görevler biçildi. Ankara’da toplanan 81 il valisine seslenen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ‘terör örgütünün silah bırakması’ için başlatılan süreçte güvenlik tedbiri alırken, bireysel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmamasına dikkat edilmesini istedi…
Gül, güvenlik-özgürlük dengesini koruyun mesajları verdi…
Başbakan Tayyip Erdoğan da “Milletimizle daha yakınlaşmalı ve iklimin değiştiğini hissettirmelisiniz. Devletin yumruğunu temsil eden vali profili bitmiştir. Çözüm sürecinde size çok iş düşüyor” dedi…
Demek ki ‘Açılım Valisi’ ile olmadı ‘Açılım Valileri’ ile süreç devam edecek…
Zaten 2009’da Başbakan Erdoğan, Gölbaşı’nda Polis Akademisi iftarında da bolca siyaset yapıp, açılım nutku atmıştı…
Peki ama daha dün Cumhuriyet Meydanlarında bayram kutlamak ve Ata’nın huzuruna çelenk sunmak isteyen vatandaşlara illegal örgüt muamelesi yaptıran hükümet değil miydi?
Emniyet güçleri ve valileri vatandaşla karşı karşıya getirirken bireysel özgürlükler yok muydu?
O zaman valiler, devletin yumruğuydu da şimdi ne değişti?
Elbette herkesin amacı, terör belasından ülkemizin kurtulması. Başbakan’ın ve Cumhurbaşkanı’nın da farklı düşündüğüne inanmıyorum…
Ama bu adımların terörü bitirmeyeceğini de görmek lazım…
Karşımızda ‘silah bırakma’ niyetinde olan bir PKK yok. Her kış zaman kazanmak için ‘silah bırakmayı’ gündeme getiren bir PKK var…
Açılım sürecinden daha fazla kazanım elde etmeye çalışan bir PKK var…
Emperyalistlerin Türkiye’yi bölmek için kullandığı bir PKK var…
Bugün belki iktidarda kalmak uğruna bir takım tavizler veriliyor ama bunun terörü bitirmeye faydası olmayacağını görmek gerekiyor…
Şimdi merak ediyorum vatandaşın huzur ve güvenliğini sağlamakla görevli valilerimiz ve emniyet mensupları, kendilerinden beklenen bu yeni rolü nasıl hayata geçirecekler…
‘Silah bırakma sürecinde’ etkin rol almaları beklenen valiler, güvenlik-özgürlük dengesini nasıl tutacak?
PKK sempatizanlarının propaganda yapması engellenecek mi? Yoksa ifade özgürlüğü kapsamında mı değerlendirilecek?
Keşke bu sürece valilerimiz sokulmasaydı…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.