
İbrahim Akkaya
Kavga çığırtkanlarına yüz vermeyin !
Kuşkusuz çok nazik bir dönemden geçiyoruz.
Türkiye, hızlı bir şekilde yeniden yapılandırılıyor.
Elbette bu yeni yapılandırmanın Antalya’ya da önemli yansımaları oluyor.
Siyasi otorite, kendi doğruları yönünde ülkenin kurum ve kuruluşlarını şekillendirirken, tek partili bir rejim hayali ve beklentisi içinde olduğunu da gizleme gereğini duymuyor.
İşte böylesi bir ortamda CHP il başkanlarının yaptığı ortak açıklama dikkat çekici.
CHP İl Başkanı Devrim Kök’ün de imzasını koyduğu bu açıklama, pek çok mesaj içerdiği gibi, ülkenin ve rejimin geleceği açısından duyulan kaygıları da ortaya koyuyor
CHP’li başkanların ortak açıklamasında ülkenin kırılgan bir süreçten geçtiği vurgulanarak, şöyle deniliyor :
“Üniversitesiyle, yargısıyla, sanat ve iş dünyasıyla, emekçileriyle, en son avukatlarıyla tüm toplum baskı altındadır. Halka hizmet götürmeye çalışan belediyelerimiz basılmaktadır. İktidarın düzenli saldırıları belediyelerimizi itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Böyle bir ortamda, Türkiye’yi düze çıkaracak, AKP’nin yarattığı statükoyu özgürlükçü bir anlayışla değiştirecek tek güç CHP’dir. CHP’liler olarak temel hedefimiz AKP ve onun baskıcı uygulamalarıyla mücadele etmektir. Bizler için mücadele içe değil dışa, AKP’ye, dönüktür”
Gerek iktidar partisi, gerekse kimi çevrelerin CHP’ye yönelik eleştirilerinin merkezini Atatürk ilkeleri ve Cumhuriyeti sahiplenme oluşturuyor.
CHP’ye yönelik bilinçli ve programlı bir karalama kampanyasının yürütüldüğü süreçte, CHP’li il başkanlarının şu saptamaları çok önemli :
“Gücünü, kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ten, 90 yıllık geleneğinden, Cumhuriyet’in temel değerlerinden alan, yüzünü evrensel sosyal demokrat ilkelere dönmüş özgürlükçü bir partiyiz. Bu ülkenin eşit bireyleri olarak her türden ayrımcılığa ve militarizme karşıyız. “Önce İnsan” duyarlılığıyla yurdumuzu da tüm yurttaşlarımızı da seviyoruz”
Şurası yadsınamaz bir gerçek ki gelişmelerden AKP’li ya da AKP’ye oy vermiş vatandaşlar da endişe duyuyor.
Hatta AKP’nin yönetim kademesinde bulunanlar, halkın oylarıyla seçilip, temsil noktalarında bulunanlar bile gelişmelerden rahatsızlık duyduklarını kimi mekanlarda ifade etmekten çekinmiyorlar.
Korku imparatorluğu yaratıldığı düşüncesi ve kaygısı, giderek toplumun daha geniş kesimlerinde duyulmaya başlandığı da bilinen bir gerçek.
İnsanlar, dinlendiklerinden, izlendiklerinden, fişlendiklerinden kaygı duyarak yarın endişesini daha yakından hissediyorlar.
CHP’li il başkanlarının bu konudaki görüşleri de sürecin ne denli sıkıntılı olduğunun bir başka göstergesi olarak algılanıyor.
İşte böylesine sıkıntılı ve nazik bir süreçte, Türkiye’nin vizyon kenti Antalya’da toplumsal barışı bozmaya yönelik adımların atılmasından endişe duyan kesimler var doğal olarak.
Özellikle yaklaşan yerel seçimler öncesinde siyasi partilerin yöneticilerine tarihi görevler düşüyor.
Çünkü Antalya’dan atılacak küçük bir kıvılcım, ülkede tamiri olanaksız kavgalara sebep olabilir.
Siyaset yapmak, rakip parti ve adayları güç duruma sokmak, kamuoyu önünde itibarsızlaştırmak adına söylenecek her söz, yapılacak her hareket, atılacak her olumsuz adım beklenmedik patlamalara yol açabilir.
Antalya’da yıllardır kimsenin burnu kanamadı.
Hiçbir kimseye, dili, dini, etnik yapısı nedeniyle kem gözle bakan olmadı.
Eylemler kenti olarak bilinmesine karşın Antalya’da birkaç istisna dışında halkla güvenlik güçleri asla karşı karşıya gelmedi.
Antalya’nın Türkiye’nin bir barış kenti olduğu gibi, yerli yabancı herkesi kucaklayan bir dünya kenti konumunu da korudu günümüze kadar.
Son günlerdeki kimi açıklamalar, kimi girişimler, kapalı kapılar ardında edilen kimi sözler Antalya’nın barışını bozma çabası içinde olanlara asla fırsat vermemeli.
Toplumu geren, kavga çığırtkanlığı yapan, huzurdan huzursuzluk duyanlara Antalya’nın bilinçli bireylerinin prim vermemesi gerektiğinin de altını çizmek gerekli.
Kenti yönetenler ile kanaat önderi konumunda olanların da sorumluluklarının gereği olarak gelişmeleri sağduyu ile izlemeleri, yanıltıcı bilgi ve belge üreten, çeşitli yöntemlerle kimi kişi ve kuruluşları hedef tahtasına koyma çabalarına destek olmamaları gerektiğini de vurgulamak gerekli.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.