Dünyanın en çok ziyaretçi çeken kentlerinden, Antalya. Tarihi, doğası, coğrafyası ile insanı cezbeden bir kent. Üstelik nüfus, gelişmişlik, ekonomisi ile ülkemizin önde gelen bir ili…
1 Nisan 2014’ten beri bütünşehir de olduk…
Ama maalesef öteden beri gelen sorunlarımızı bir türlü çözemedik…
Ya koordinasyon sorunu yaşandı ya bütçe yetersizliği ya da bürokrasiye takıldık…
Misal Antalya İl Özel İdaresi dönemi…
Tıkır tıkır işlemese de oturmuş bir sistem, Toprak Su’dan, Köy Hizmetleri’nden devreden bir kültür vardı. Küçük dokunuşlarla sürdürülebilir, bütçe desteğiyle güçlendirilebilirdi…
Olmadı…
Bütünşehirle birlikte tarih oldu, 1,5 asırlık kurum. Oradan oraya savrulan insan kaynağı sonunda ya emekli oldu ya atıl bırakıldı…
Yaklaşık 1,5 yıldır ise bütünşehrin altyapısı oluşturulmaya, sistem yaratılmaya çalışılıyor…
Şuana kadar gelinen noktada sistemin en sorunlu yanı; ilçelere atanan ‘siyasi’ kimlikli koordinatörler ya da öyle gösterilmeye çalışılıyor…
Evet, büyük oranda muhalefetin olduğu ilçelerde görev yapan koordinatörler, genel ve yerel iktidardan aldıkları güçle Başkan havasındalar. Yaşananlara ve anlatılanlara göre de ‘koordinasyon’dan çok koordinasyonsuzluğa neden oluyorlar…
Zaman zaman bu konu Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi’nde de tartışılıyor…
Uygulamanın sorunları tartışılarak çözüm üretilmesi gerekirken konu demagoji kurbanı oluyor…
Ve koordinasyonsuzluk sürüyor…
İlçe belediye başkanları da fırsat buldukça konuya dikkat çekmeye çalışıyorlar…
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı’na göre ise sorun yok…
Oysa sorun öyle ciddi ve derin ki…
Ve bence sorun koordinatörlere atılacak kadar da basit değil…
Evet, mevzuatlarda ve yasalarda yeri olmayan, devlet hiyerarşisinde olamayan koordinatörler bir sorun…
Ama asıl sorun Antalya’yı kucaklamayan anlayış…
Kanunlarda ve uygulamalarda yaşanan onca sorun arasında en büyüğü bence bu…
Hizmeti esas almayıp gelecek siyasi kariyerler üzerinden belediyecilik yapmak, yapmaya çalışmak ne kente ne de bunu düşünenlere kazandırıyor…
Sonunda da koordinasyonsuzlukla birlikte çatışma ortamı ortaya çıkıyor…
Şeffaflıktan uzak, ben bilirimci anlayış egemen oluyor…
Olan tabii Antalya’ya oluyor…
Ve zarar Türkiye’nin dünyaya açılan penceresinin imajını da yaralıyor…
Sonuçta 6360 sayılı yasanın çıkış amacı da olan koordinasyon yine sağlanamıyor…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.