
Songül Başkaya
Kışlalı’nın 17 yıl önce gördüğü…
21 Ekim 1999’da katledilen ve hala bu katliamın perde arkasındakilerle, talimatı verenlerin aydınlatılmadığı bir süreçte, ışığımız yine o katliamda ölen ama yazdıklarıyla ölümsüzleşen aydınlarımız…
Evet, Ahmet Taner Kışlalı…
Sevgili Hocam, cesur vatansever ölümünden 4 gün önce ‘Tanrı’yı kim kullanır?’ diye nefis bir yazı kaleme almıştı…
Nur cemaatinin iki ‘önderi’ Mehmet Kutlular ile Fethullah Gülen’i analiz etmişti…
Şerif Mardin gibi ‘bilim adamlarınca’ Said-i Nursi’ye dizilen övgüler ve ‘bilimsel’ yapıtlar sayesinde Gülen’in nasıl popülerleştiğini anlatmıştı…
Büyük Kurtarıcı, Komutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ‘deccal’ ilan eden Nursi’ye karşı Kutlular’ın ve Gülen’in izlediği yolu aktarmıştı…
Yazısını noktalarken de iç ve dış mevzilerin desteğiyle devlet kadrolarında hızla yükselen bu cemaatin tüm eğitim ağı ile (Işık evleri... Öğrenci yurtları… Özel okullar…) cumhuriyetin temellerini ağır ağır kemirdiğini ifade etmişti…
Sevgili hocamın 17 yıl önce görüp de kaleme aldığı işte buydu…
İşte o müthiş yazının son paragrafı…
“….Bir yanda Mehmet Kutlular. 17 yaşındaki kızı dört yıl önce eroinden ölmüş. Depremi, ’’türban’’ ı vesile edip, Tanrı’yı en ilkel bir şekilde kullanmaya çalışıyor. Öte yanda Fethullah Gülen. Son yıllarda, kamu önünde ağzından tek bir cumhuriyet karşıtı söz çıkmamış. Devlet büyükleriyle iyi ilişkiler kurmuş. Ordu dışında hemen tüm önemli kurumlarda önemli ’mevziler’ elde etmiş. ABD’nin ’etkin’ desteğini sağlamış. Görünüşte Atatürk’e ve cumhuriyete saygılı. Ama tüm eğitim ağı ile, cumhuriyetin temellerini ağır ağır kemiriyor. Amacına ürkütmeden, acıtmadan ulaşma yöntemini seçmiş. Kutlular ve Gülen. İkisi de Nurcu… İnançları ve amaçları aynı, yöntemleri ayrı. Hangisini seçersiniz?.. Kırk katırı mı, kırk satırı mı? Hakkındaki bilgilerimiz arttıkça, Sayın Gülen beni korkutuyor. Bay Kutlular’a ise gönülden teşekkür etmek istiyorum. En körlerin bile gözünü açmak konusundaki katkıları için! Tanrı’nın kullandıkları ile Tanrı’yı kullananları daha iyi ayırmamızı kolaylaştırdığı için!”
Gelelim günümüze…
Dünden belliydi, yaşananlar…
Önlem alınmadı…
Ve Kışlalı Hocam’ın da dediği gibi içten içe cumhuriyet kemirildi…
Bugün yapılması gereken bu tahribatı yapan tüm eğitim kurumlarını (özel okul, yurt, ışık evi) kapatmak, bu ve benzeri cemaatlerin devlet kademesinde yükselişine geçti vermemek, yol açmamak…
Yani laik bilimsel eğitimi tekrar yükseltmeli…
Ve devlet kademesinde yükselmede liyakatten başka referans tanımamalıyız…
Yoksa Atatürk’ü yetiştiren askeri okulları kapatmak çözüm değildir…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.