Neden bir arpa boyu yol alamadığımızın ilanıdır bu, bir kez daha. Gazetemiz aracılığıyla ilk kez gündeme taşınan Atatürk Anadolu Lisesi’ndeki taciz timi için harekete geçip bu anlayışla mücadele etmesi gereken Milli Eğitim müfettişleri, ‘tutanakları sızdıran’ öğretmenin peşine düşmüş…

Doğru körpecik beyinlere ‘taciz et’ mantığını yerleştirmeye çalışan ‘yöneticiler’ masum.  Aslında tam da iktidar zihniyetinde oldukları için ödüllendirilmesi, terfi bile almaları gerekir…

Onu da bir ara yapacaklardır ama önce bu işi kamuoyuna mal edenleri, tutanakları sızdıranları bulup, gereğini yapmak lazım…

Öyle ya kim sızdırdı bu tutanakları…

İşte bu kadar küçük düşünüyoruz her daim…

Bu aynı devleti soyanların elini kolunu sallayarak gezmesine, bir ekmek çalanın da hapislerde çürümesine benziyor…

Aynı trajikomik hal…

Keşke şaka olsa, keşke biri uyandırsa bizi rüyadan. Ama değil…

Tıpkı ‘Taciz timi’ haberimiz gibi gerçek…

Geçmişte Öğretmen Evi’nde çalışan bir garsonun stajyer öğrenciyi taciz ettiğini haberleştirip konunun takipçisi olduğumuz için tacizcinin maddi tazminat davasıyla karşı karşıya kalmamız gibi bir durum. Biz alışığız da artık son verilmeli bu trajedilere…

Elbette teşhir edilecek çarpık anlayış…

Elbette rencide edilecek, kınanacak…

Nedir yanlışı alkışlama sevdası, gencecik beyinleri kirletme aşkı…

Tutanakları sızdıranlardan hesap sormaya kalkmadan önce yapılanların hesabını bir sorun…

Nasıl bir yönetimdir ki bu kız-erkek öğrencinin cinsiyet ayrımı yapmadan eğitimine devam etmelerini desteklemek yerine giydiği eteğin boyunun, pantolonun darlığının peşinde…

Böyle idarecilerimiz ve bunları savunanlar oldukça daha çok skandallar yaşarız…

Tek tesellimiz; Atatürk’ün izinden giden, yüzünü bilime, ilme dönen aydınlık neferleri…

Onlar ve bilinçli aileler sayesinde her türlü çarpık anlayışla mücadele etme şansımız her zaman var…

Yanlışın karşısında susmayan, korkmayan, çekinmeyen, mücadeleden kaçmayan tüm neferlere selam olsun…

Yanınızdayız her daim…