Çok değil yaklaşık 1 yıl önce partimin başarısı ve Antalya’nın geleceği için yola çıktığım adaylık sürecinde bana ‘etik’ dersi vermeye kalkanlar, bugün suspus…
Hatta koltuklarındaki ‘karpuzları’ artırma derdinde…
Dün seçilmişlerin örgütlere müdahalesine karşı feryat edenler, bugün örgütleri dizayn ediyor…
Dün ‘vesayet’ diyenler bugün, vesayet kuruyor…
Dün parti içi özgür yarış diyenler, bugün açık taraf…
Dün ‘emeğe saygı’ diyenler, bugün parti emekçilerinin kendi deyimiyle kökünü kazıyor…
Ve maalesef dünkü söylemlerin kalemleri de bugün başka yazıyor, çiziyor…
Hatta dün meslektaşları için kan damlayan kalemlerinden bugün gül damlıyor…
Tarih her şeyi ama her şeyi not ediyor, elbet…
En güzel yanı da bu…
Kimin kendi menfaatlerine, kimin partinin ve kamunun menfaatlerine hizmet ettiği ortada…
Bunun takdirini kamuoyu en güzel şekilde yapmaktadır…
Bugün kendi şahsi menfaatlerinin esiri olanlar ve uyduları yaklaşan CHP İl Kongresi öncesinde yine kazanları kurdu…
Partinin yetiştirdiği değerli adayları, partiye emek vermiş insanları yaftalayarak, karalayarak suyu bulandırmaya çalışıyorlar…
Yazık…
Oysa kolay yetişmiyor, bir siyasetçi…
Ama nafile…
Amaç kazanmaksa, her yol mubah olmuş…
Tabi yaratılmaya çalışılan kamuoyu algısına karşı en doğru kararı verecek olan delegeler…
Siyasi çatışmaları bitirecek, partiyi kucaklayıp büyütecek, Antalya’daki şaibeli işleri takip edecek, kaybedilen Büyükşehir’i geri alacak, bunun için umut olacak bir başkan ve ekip ihtiyacına kim karşılık geliyorsa o adayın etrafında kenetlenmesi gerektiği açıktır…
Ve en önemlisi artık kin, nefret, kavga, ayrılıkçı söylemlere nokta konulmalıdır…
AKP’nin yarattığı tahribatı düzeltmek, onlarla mücadele etmek için dağınık bir CHP’ye değil, birlik içindeki CHP’ye ihtiyaç vardır…
Gün kavga, gün ayrışma günü değil…
Gün bir olma, birlik olma günü…
Çünkü bir umut CHP…
Umudumuzu kırmayın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.