Yatırımcı için öncelik, para kazanmak. Ne kadar az masrafla ne kadar çok para kazanırsa, o kadar iyi. Çevreyi korumak ya da çevreye en az zararla çarkını döndürmek umrunda olmaz…
Hatta mümkünse çevreyi kirletmek de ister…
Bir turizm tesisinin atıklarını denize boşaltması, bir firmanın hafriyatını ormana dökmesi, vidanjörün pisliğini en yakın alana salması vb sıkça rastladığımız örnekler…
Şimdilerde kent merkezine yakın sit alanı, turizm alanı ya da ormanda açılan ve çevre tahribatı yaratan maden ocaklarına bakın…
Tek dert, daha çok kazanmak…
Enerji, maden, turizm, hizmet sektörü hepsinde genel durum hemen hemen aynı…
Kar marjını artırmak ya da rekabet amacıyla olabildiğince masrafları kısmak zorunda, yatırımcı…
Burada en büyük suçlu, hükümet…
Ne çevre koruma tedbirlerinin alınması konusunda yatırımcıya teşvik ya da destek veriyor ne de mevzuatların gereğini yeterince uyguluyor…
Denetleme zafiyeti de cabası…
Tabii bir de çevreye en büyük zararı da Ankara’nın verdiğini unutmamak lazım…
Bir gecede çıkarılan yasalar, kanun hükmünde kararnameler, yönetmelikler ortada…
Yatırımcının önünü açmak uğruna, yapılmayan fedakarlık kalmadı…
Gelecek nesillere bırakacağımız mirasımızdan vazgeçildi…
Dağ taş, orman sahil hepsinden vazgeçtik…
Hepsi büyük bir tahribat altında…
Bakın Toroslar’a, Akdeniz’e…
Yazık hem de çok yazık…
Bu ülke çok hükümet gördü ama doğanın bu kadar tahrip edildiği bir başka dönem olmadı…
İşte vadilerimiz, milli parklarımız, ormanlarımız, denizimiz, sahilimiz neydi ne oldu ortada…
Her yer kıyım, her yer yağma…
Antik kente turistik tesis için onay veren başka bir anlayış olamaz…
Yakında antik kentleri tatil köylerine çevirirlerse şaşırmam…
Ama her yer kıyım ve yağmaysa, her yer direniş aynı zamanda…
Kutlanacak bir gün değil bugün ama mücadele için ele ele vermek adına önemli…
Çünkü Ankara da yaşanabilir dünya için sorumluluğu bize atıyor…
Bakın Ankara’nın Dünya Çevre Günü mesajına: Temiz bir çevreden bir kurum veya kuruluş değil, bütün insanlar mesul…
Tabii biz de bu bilinçteyiz…
O yüzden her kıyımın olduğu yerde, halk ayakta…
Sözün özü; size rağmen mücadeleye devam…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.