Murat Yıldırım

Murat Yıldırım

Halk kazıklanıyor “Dur” diyen yok

Ben bu ağır ve acı “Kazıklama” hikâyesini özetlediğimde bakalım yetkili ve etkili kurumlardan bir ses gelecek mi görmek istiyoruz.

 

OLAY: 09.04.2022 Cumartesi günü bir AVM markete giderek 5 litrelik damacana suyu satın aldım. Bir hafta önce 5,5 TL olan suyun fiyatının ödeme sırasında 10 TL olduğunu görünce şaşırdım ve itiraz ettim. Giriş fiyatının yazılı olduğu faturayı görmek istedim. “Yetkimiz yok genel merkezle görüşün” dediler. Genel merkezi arayarak müdür, genel müdür, yahut yetkili birisiyle görüşmek istediğimi söyledim. Telefondaki kadın “Bugün yetkililer tatile çıktı kimse yok, pazartesi arayın” dedi. Orasının bir devlet dairesi olmadığını, vatandaşa muhatap olacak birisinin olması gerektiğini anlattım.

 

Sekreterden suyun giriş fiyatının kaç olduğunu rica ettim. “Yasak vatandaşa böyle bir bilgi verilemez” dedi. Ortada iki tarafın olduğunu, (satın alan ve satan taraf olarak) kendimin de taraflardan birisi olduğumu, bu durumda ilgili makamlara şikayetçi olacağımı da ifade ettiğim halde hiçbir şey kişilerin umurunda falan değildi. Meğer olmayan kanunun (kanunsuzluğun) koruması altında olduklarını iyi biliyorlarmış. “Vatandaş falan bize vız gelir” demek istemişler de durumu ben anlayamamışım.

 

Kamu adına, Türk Milleti ve Türk tüketicileri adına kahroldum. Çok gücüme gitti. Bu ve benzeri işletmelerin fütursuzca ve acımasızca vatandaşı alenen kazıkladıkları halde, vatandaşların içine düşürüldüğü çaresizlik karşısında bile bir Allah’ın kulu çıkıp da “ DUR BAKALIM EFENDİ SEN NE HAKLA BENİM VATANDAŞIMI KAZIKLIYORSUN, AL SANA CEZA, KAZIKLAMAYI TEKRARLARSAN, GEREKİRSE İCRAİ FAALİYETTEN SENİ MEN EDERİM” demiyor, diyemiyor.

 

Maruz kaldığım ağır haksızlığı hazım edemedim. 12.04.2022 günü dolu bir dilekçeyle İlimizin en yetkili kurumuna başvurdum.

 

Ne oldu dersiniz, bir anlat bin ah işit. Meğer bağırta bağırta halkı kazıklayan işletmelere kurumun ceza yazma yetkisi yokmuş. Konu merkeze bildiriliyormuş işletmelere ceza yazma yetkisi Ankara'nın tasarrufundaymış.

 

Bu durumda ben bu kurumumuza ne diyebilirim ki... Devam ettim, “ Bir gerekçe raporu hazırlasanız da bu hususta mecliste yasal düzenleme yapılmasını talep etseniz” dedim. Yetkiliyle detaylı görüşme yaptıktan sonra bütün bunların bir yılan hikayesinden ibaret olduğuna bir kere daha kahrolarak tanık oldum.

 

Peki bizler minnacık gelirlerimizden tesis olunan vergilerle 600 siyasetçinin yüksek maaşlarını niçin ödüyoruz? Yukarıda özetlediğim soygun ve talan hakkında kanun çıkarsınlar da 84 milyonun hakkını korusunlar diye fedakarlık yapmıyor muyuz? Soygun yalnızca iki bardak su ile sınırlı değil. Vatanını ve milletini seven birileri çıksın da piyasanın ne denli rezil'i rüsva hal içinde olduğunu bir görüversinler. Beyler bu böyle gelmiş olabilir ama böyle devam edemez. Kul hakkını yiyenlere hakkımız haram olsun İnşallah duyan olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Murat Yıldırım Arşivi

Çıldırmamak için kendimi zor tutuyorum

30 Ağustos 2025 Cumartesi 09:38

Antalya'da susuzluğa çözüm reçetesi

29 Ağustos 2025 Cuma 11:07

Kurtuluşun reçetesi "Akdeniz Gerçek Gazetesi"

27 Ağustos 2025 Çarşamba 10:38

Gazipaşa bölgesinde su faciası

13 Ağustos 2025 Çarşamba 15:40

SAYIN CUMHURBAŞKANIM

12 Ağustos 2025 Salı 11:42

Türkiye çölleşiyor mu?

01 Ağustos 2025 Cuma 12:05