
İbrahim Akkaya
‘Gizli tanık’ saçmalığı
Zorlu bir süreci yaşıyoruz.
Toplum gergin, kimsenin yüzü gülmüyor..
Hepimiz patlamaya hazır bomba gibiyiz.
Herkes karamsar, yarın endişesi taşıyanların sayısı geçen dakika artıyor.
Tablonun böylesine karanlık olmasının en önemli nedeni ise kurumlarına olan güvensizlik, uygulamalardaki farklılık..
Gerçek şu ki siyasi irade her konuda müdahaleci..
Bireyler yasalar karşısında bu nedenle eşit değil..
Eşitsizlik siyasi iradeden yana olan, siyasi iradenin davulunu çalanlardan yana artarak devam ediyor.
Bunları niçin mi yazdım ?
Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğü, bugünlerde sürdürülen ve kargaların bile kahkahalarla güldüğü bir soruşturma yapılıyor..
Hakkında soruşturma açıla kişi de İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Şanlı.
Uzun yıllardır tanırım kendisini..
Çağdaş, demokrat, laik, Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı, ülkesine ve kurumlarına hizmete kendisini adamış bir akademisyen..
Kusuru da o zaten..
Siyasi otorite de, varlık nedeni siyasete otoriteye bağlılık olan üniversite yönetimi de sevmez Mustafa Şanlı gibileri..
İtibarsızlaştırmak, toplumun gözünde sakıncalı konuma düşürmek için fırsat kollar, amacına ulaşamaz ise maşaları, son dönemlerin modası olan ‘gizli tanık’ları kullanır.
Mustafa Şanlı için de aynı yöntem devreye sokuldu..
Şanlı’yı üzmek, yormak, öğrencilerinin karşısında sıkıntı duymasını sağlamak düşüncesiyle ‘gizli tanık’lı soruşturma tezgahı kuruldu.
Mustafa Şanlı’nın Ekonometri Bölümü ikini sınıf öğrencilerine verdiği’ Makro İktisat’ dersi sırasında Gezi olayları sırasında polisin attığı gaz fişeğinin başına isabet etmesi sonucu ağır yaralanan ve 269 gün komada kalan ve14 yaşında hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın ölümü ilgili konuşması başına dert açtı..
Şanlı, öğrencilerine yönelik olarak "Arkadaşlar bugün 14 yaşında bir çocuk öldü" sözlerini kullanıyor..
Duygu Dikayak isimli kız öğrenci ise "Polislerinki hak, ben de öldürürdüm" yanıtını veriyor..
Öğrencisinin bu yanıtı üzerine büyük üzüntü yaşadığı belirtilen Şanlı, öğrencisine, “Evladım, devlet aşiret değildir, intikam almaz, öldürmez. Hukuk çerçevesinde yargılar, cezasını verir" diye yanıt veriyor.
Polisin bir insanı öldürmesinin hak olduğunu söyleyen Duygu Dikayak, hocasının bu sözleri üzerine çok sert bir üslupla, "Ben buraya para vererek geldim, derse dönelim hocam" diyerek çok sert bir çıkış yapıyor.
Bundan sonrasında yaşananlar inanılacak gibi değil..
Tam bir kurmaca olduğu da gelişmelerden anlaşılıyor.
Şanlı’nın tartıştığı öğrenci Duygu Dikayak ile babası Yüksel İskender Dikayak, Fatih Polis Karakolu’na giderek, Şanlı’nın polisin katil olduğunu söylediği, derste Lenin’den bahsettiği, hükümet aleyhine konuştuğu, bir öğrenciyi sınıfta bırakmakla tehdit ve hakaret ettiği suçlamalarıyla şikayette bulunuyorlar, şikayet jet hızıyla Cumhuriyet Savcılığı’na intikal ediyor, savcılık, ‘takipsizlik’ kararı vermesi gerekirken, ’ görevsizlik’ kararı vererek, dosyayı Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğü’ne gönderiyor..
Burada en önemli ayrıntı şikayet edilen Yrd.Doç.Dr Mustafa Şanlı’nın polis merkezinde ifadesinin alınmadığı ve ‘firari’ olarak gösterilmiş olması.
Olayın daha da vahim olan yönü üniversitenin soruşturma dosyasında şikayetçilerin gösterdiği tanıkların isim ve iletişim gibi tüm bilgilerinin gizlenmiş olması..
Avukat Münip Ermiş, Antalya’da hortlayan ‘Gizli Tanık’ konusunda şu çarpıcı saptamalarda bulunuyor :
"Anlaşılan o ki Akdeniz Üniversitesi soruşturmalarında 'gizli tanık' uygulaması başlatmış. Tanıkların isimlerine, müştekilerin adreslerine karartma uygulayarak diğer tarafa evrakları teslim ediyorlar. Halbuki 'gizli tanık' uygulaması sadece mahkeme kararıyla uygulanabilen bir yöntemdir. Koskoca üniversitede, mahkemenin dahi böyle bir ceza soruşturmasında kısıtlılık kararı verme yetkisi yokken yaptığı bu uygulama komedidir. Hakaret davalarında 'gizli tanık' diye bir uygulama olamaz"
Yorumu varın siz yapın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.