Koyun can derdinde kasap et derdinde lafını hepimiz biliriz. İstanbul'dan Ege'ye, Ege'den Akdeniz'e, Akdeniz'in nadide bir beldesi olan Gazipaşa kıyıları dahil her taraf adım adım acımasız sermayenin baskısı altında inim inim inler hale geldi.

En az üç yıldan bu yana Gazipaşa'da bir avuç vatan sever, can siperane gece gündüz mücadele ediyor gelecek kuşakların emanetini korumak için. Hastalık haline getirilen turizm psikozu, Gazipaşa'da üç koyun abluka altına alınarak halkın anayasal hakkının gasp edilmesine neden olabilecek bir planlama bir tasarım hali içinde kısır döngü sürecine sokulmuştur.

Gerek birinci derece tarihi ve doğal sit alanı olması yönüyle gerek tarımsal aktiviteler açısından duruma bakıldığında sürdürülen yanlışlıklardan süratle vaz geçilmesi gerekmektedir. Zamanında gerek Antalya'nın bütün ilçelerine ve bir çok köye, ayrıca Gazipaşa'nın 41 köyüne ve mahallelerine meyve fidanı yetiştiren Koru arazilerindeki fidanlıkların bölgesel ve ulusal kaynaklı değerleri ve önemi ne çabuk unutuldu, Küresel ısınma, küresel iklim değişikliği ve sera etkisi gibi doğa olayları nedeniyle 50 derecelere doğru ısınan bölgemizde halkın can yeleği durumundaki deniz kıyılarımızı halkımızın elinden nasıl alırsınız, Halka rağmen ranta alkış tutmak isteyenler, kamu yararını öteleyerek evrensel ve anayasal insan haklarını çiğnemeye karar verenler varsa boşuna hayal kurmasınlar.

Gazipaşa'da Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün izleri var, imzası var ismi ve cismi var. Bu işe soyunanlar Anıt Kabri çiğnemiş olurlar. Bu manevi gücü de asla unutmayın. Aksiırıncaya kadar tıksırıncaya kadar yiyorlar içiyorlar ama asla doymuyorlar. Yazıktır bu coğrafyamızın haline.

Bu konularla ilintili olarak bu güne kadar Gazipaşa ile ilgili söylenmesi gereken her şey hukuka, tekniğe ve anayasaya uygun şekilde anlatıldı, çevre raporları hazırlandı her tarafa deklare edildi. He bakımdan hayal edilen projeler Gazipaşa'ya uymaz denildi, Yine de iyi niyet sergilenerek alternatif projeler üzerinde duruldu. Hala mi anlamıyorsunuz yahu, sizin Gazipaşa'yla derdiniz nedir, düşüncelerinizin peşinden koşmakla Gazipaşa'ya can çekiştiriyorsunuz. Gazipaşa hızlı nüfus alıyor, göç alıyor hesapsız kitapsız göçmen ve mülteci yığını oluşuyor. Kısa, orta ve uzun döneme yönelik kimse bir envanter çalışması yapmıyor, çarpım tablosundan bile yararlanan yok. Alt yapı, kanalizasyon, konut barınma, içme ve kullanma suyu ihtiyacı, katı atık çöp, trafik, yol ve umum şehircilik rafa kaldırılıyor kardeşim, hayal dünyasında yaşıyorsunuz, bu durumda Gazipaşa'da insan yaşar mı, sizin beş yıldızlı otelleriniz ne işe yarayacak, çevre doğa, deniz, ekoloji, toprak, tarım kelimelerinden ne anlıyorsunuz, yerel yönetimler sorumlular ve yetkililer başta olmak üzere Gazipaşa'da yaşayan tüm halka sesleniyoruz; yarın çok geç olabilir. Vebal ruhunuzu ‘ŞAD’ etmez