Gazeteciler, kamunun gözü, kulağı, sesidir. Konuşulanı, gördüğünü, duyduğunu kamuya iletir. Gazeteci ne kadar özgürse, demokrasi o kadar vardır. Ama gazetecinin özgürlüğü, gazetecinin haberleri abartması, çarpıtması, bulandırması, sulandırması, belli amaçları hizmet için kullanması anlamına gelmiyor. Gelmemelidir de…

Şu günlerde icra ettiğim gazeteciliğin geldiği noktaya çok üzülüyorum. Mesleğini onuruyla yapan arkadaşlarımın da yaşananlara üzüldüğünü biliyorum…

Bazı basın kuruluşları kendilerine bir kişi ya da kurumu seçmiş sürekli o kişi ve kurumun aleyhinde haber üretiyor. Üretebilir, bunda sorun da yok. Sorun haberlerin sunumunda, sorun karşı tarafı dinlemeyen, cevap hakkını kullandırmayan, kullandırsa da yanlı sunan anlayışta…

Son günlerde hem Antalya Büyükşehir Belediyesi hem Muratpaşa Belediyesi bu yanlı haberciliğin kurbanı…

Her iki belediye başkanı da bu anlayıştan rahatsızlığını dile getirdiler…

Haksız da değiller…

Ama durum hala devam ediyor…

Eleştirmek elbette basının hakkı. Zaten basın görevi, sorgulamak…

Ama hedef göstermek, hedef haline getirmek, olayları abartmak başka bir şey…

Muratpaşa Belediyesi’nin gazete hazırlanması ve basımı için ihaleye çıkmasını eleştirebilirsiniz ama bu gazetede görev yapacak 5 gazeteciye menfaat sağlanacağını söylemek nasıl bir anlayıştır?

Kendi meslektaşını aşağılamak, 1000 Lira için menfaatçi yapmak nasıl bir gazeteciliktir?

Hele hele ‘Açıklayın o 5 gazeteciyi’ diyen Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mevlüt Yeni’yi anlamak mümkün değil?

Mesleki güvenin azaldığı bir dönemde bir darbe de mesleğe, AGC Başkanı’ndan gelmiştir…

Keşke meslek ilkelerini çiğneyen yayınlara destek olmak yerine, meslek ilkelerinin nasıl yükseleceğini araştırsa. Buna biraz kafa yorsa…

Ali Seydi Karagöz’ün Muratpaşa Belediye Meclisi’nde tüm parti gruplarının oylarıyla yapılan tahsisi abartan, şehit ve gazi yakınlarını üzen, bir derneği yaralayan nitelikteki haberine destek çıkmak yerine olayı araştırıp öyle açıklama yapsa Başkan Yeni…

“Eski Lara yolunda denize nazır tahsis” diye duyurulan ve abartılan icraat; park alanındaki atıl bir binanın Türkiye Harp Malulü, Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği’ne 25 yıllığına bedelsiz verilmesidir…

Bir rant, bir peşkeş sözkonusu olmadığı gibi kamu menfaati vardır…

Yasal bir tahsistir…

Ama Karagöz’ün haberinde konu abartılıp, çarptırılmıştır…

Bu yayının yanlışlığını herhangi bir isim kullanmadan eleştiren meclis üyeleri de hedef haline getirilmiş, meclis üyelerinin kendisini tehdit ettiği iddia edilmiştir…

Hiçbir tehdit ve unsuru olmamasına rağmen AGC Başkanı Yeni de savcıları göreve çağırmıştır…

Yazık…

Keşke Karagöz’ü savunamaya çalışan Başkan, haftasonu ‘kafası kopartılmakla’ tehdit edilen AGC’nin federasyon delegesi Ali Buldu’yu da savunsaydı…

Keşke sözlü ve fiili saldırılara maruz kalan tüm meslektaşlarının yanında olsaydı…

Hepimizin görevi kamuyu doğru bilgilendirmek ve herkese eşit mesafede durmak…

İdeolojisi ne olursa olsun her yayın kuruluşu, her gazeteci mesleğini doğru icra etmeli; meslek örgütleri de tüm üyelerini korumalı, kollamalı…