Antalya’nın duayen isimlerindendir. Geçmişte pek çok belediye başkanına danışmanlık hizmeti vermiştir. Bazen kendisiyle farklı düşündüğümüz konular olmuştur ama imar hukuk konusundaki bilgisiyle önerileri ve mücadeleleri anlamlıdır…

Geçmişte Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi’nde CHP’nin benim gibi grup başkanvekilliğini üstelenen büyüğümün gazetemize verdiği demeci gündeme bomba gibi düştü. Çünkü pek çok uyarı ve öneri içeriyordu. Hedefte bir belediye değil, kamu yararı vardı. Nitekim kamu yararı için yapılması gerekenleri de sıraladı…

“Ben olsam meclisten geçirmezdim” dedi…

Hem belediye başkanları hem il başkanları hem ilçe başkanları hem de meclis üyeleri şunu unutmamalı. Bu kent bizim, görevleriniz, makamlarınız geçici. Yarın kente dair işlenmiş bir suça ya da yanlışa ortak olmayın. Bilerek ya da bilmeyerek kente ihanet etmeyin…

Tamamen iyi niyetle yola çıkıldığını düşünüyorum ama gidişat iyiye gitmiyor…

Murtapaşa hiç AKP’li bir başkanla yönetilmedi. 1999’dan beri halkçı belediyeciliği esas alan görüşteki belediye başkanları tarafından yönetiliyor…

Şu an Belediye Başkanı olan Ümit Uysal, üçüncü dönemine girdi. Belediye başkanlığında acemi değil. Siyasetin ta içinden geliyor. CHP’nin eski İl Başkanı. Eşim Ahmet Başkaya’nın Muratpaşa Belde Belediye Başkanlığı döneminde 8 milletvekilinin çıkmasına katkı sunan ekibin başı…

Ama artık işletme körlüğü başlamış sanki…

Yanlışlar, eksiklikler görülemiyor gibi…

Masanın o tarafından bakınca belki doğru ama bu tarafından bakınca hiç doğru değil…

Kreş satışını hiç savunmayın…

Vazgeçin…

Kreş hem kadın hem de ekonomik açmazdaki toplum için hayati öneme sahip…

Öte yandan belediye hizmet alanını ticarete konu etmek son derece yanlış…

Hem de üst planlar yapılmadan plan fonksiyon değişimi, karma kullanım yapamazsınız. 25 Binlik plan ve nazım plan olmadan uygulama imar planı ile olmaz…

Üstelik istediğiniz belediye hizmet alanına ticari fonksiyon yüklemek…

Hem de yap-işlet-devret modeli…

Yapmayın…

Dava edecek çok meslek odası, kişi, kurum olur…

Başta ben…

Ekonomik krizin anahtarı ne satış ne de kamu alanlarını yok etmek…

Evet kaynak yaratmalı ama yaratılan kaynak da çarçur edilmemeli…

Bakın Fahrettin Abi ne güzel demiş…

“Arkadaşların paraya gereksinimi var ama gözleri körelmiş. Sağduyulu bakmıyorlar. Bu kadar hatalı işlemleri nasıl imza atarlar anlamakta zorluk çekiyorum. Ben mecliste olsam buna geçirtmem…”