
Gürkut Acar
Ergenekon davasına dönüşüyor…
Muratpaşa
Belediye Başkanı Ümit Uysal’ın Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi olduğuna
ilişkin bazı yakıştırmalar ve bunlara karşı Belediye Başkanının haklı, sert
tepkisini gazetelerden okuduk.
Artık, borçlular alacaklılarını, rekabet içindeki mesleklerde yarışı kaybedeceğini anlayan önündekini, siyasettekiler rakibini FETÖ’cü olarak ihbar eder hale geldiler.
Bu işler çağımızın en büyük siyasal yalanı olan ERGENEKON Terör Örgütü uydurmasıyla başladı. Operasyon gerçekte AKP karşıtı muhalefeti sindirme harekâtıydı. Orada “derin devlet” diye biri düşman gösterilmişti ama ne hikmetse bu “derin devlet” tamamen AKP karşıtı muhaliflerden oluşmaktaydı(!)…
Bunları izleyen sıradan vatandaş açısından Ergenekon büyük bir korkutma kampanyasıydı. Derin ilişkiler, kazılar, silahlar, cinayetlerle bir film senaryosu hazırlanmış ve vatandaşa izlettirilmişti.
Operasyonun “derin devlet” ile hesaplaşma görüntüsü altında Türk Ordusu’yla hesaplaşma, daha doğrusu Türk Ordusu’ndan hesap sorma girişimi olduğunu yaşayarak gördük.
ABD’ye tavır alan, ulusal düşünen, davranan Türk Komutanlar birer, birer tutuklandılar. Ama çok daha önemlisi, tutuklananlara değil görevdekilere karşı bir operasyondu Ergenekon. Eğer bir Türk Paşası ilerde içeri düşmek istemiyorsa, Amerikancı olmak zorundadır(!)
Bu operasyon AKP’nin değil ABD’nin düzenlediği bir operasyondu. İktidardaki AKP, ABD’nin çıkarlarına hizmet ettiği sürece bu operasyonun kazananı olacaktı ama operasyonun asıl galibi PKK oldu. “Kürt Açılımı” gerekçesiyle, Oslo görüşmeleriyle Türkiye Büyük Millet Meclisinin asla kabul etmeyeceği hususları kabul ederek, Habur’da Teröristlerin ayağına mahkeme götürerek, Valilere PKK’ya karşı operasyon yapılmaması emri vererek Doğu Anadolu Bölgesi PKK’ya teslim edildi.
Bu teslimiyetin ve tamamen tertipten ibaret olan BALYOZ, ASKERİ CASUSLUK gibi davaların uyandırdığı derin tepkiyle 15 Haziran 2015 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde çoğunluğu kaybeden AKP iktidarı bu kez çark ederek, kendi yanlışlarıyla; patlayıcılarla ve tuzaklarla doldurulmuş kentlere askerimizi sürerek yüzlerce şehit vermemize neden oldu.
AKP İktidarı; bütün bu tertiplerin sorumluluğunu FETÖ’nün üzerine yıkarak, şimdi de FETÖ davasını, bütün muhalifleri sindirmek için bir araç olarak kullanmaya başladı.
Türkiye Cumhuriyetini tasfiye ederek, eyaletlere bölünmüş bir şeriat devletine dönüştürmek için çıkarılmış Anayasa Değişiklikleri için AKP’nin uyguladığı gerginlik politikasının temel dayanağı HAYIR diyenlerin PKK’lı oldukları savıdır. Yıllardır “Kürt Açılımı” politikasıyla PKK ile işbirliği yapan AKP iktidarı şimdi CHP’yi terör örgütüyle işbirliği içindeymiş gibi göstermektedir.
15 Temmuz Darbe Girişimi de “tavşana kaç, tazıya tut” olayıdır. Dünyanın en güçlü istihbarat örgütleri gerçek bir darbe girişimi tespit edemedi. Dünyada hiçbir ülke bunun gerçek bir darbe girişimi olduğunu kabul etmedi.
15 Temmuz darbe teşebbüsü gerekçesiyle yaratılan “FETÖ davası” giderek yeni bir Ergenekon Davasına dönüşmektedir.
Böylece Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk gibi tarihin en büyük yalan ve korkutma senaryolarından sonra yeni bir tertip yaratılmaktadır. Bugün Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’a yönelen tehditler, gerçekte tüm CHP’lilere yönetilmiştir. Aramızda fikir ayrılıkları olsa bile hiçbir CHP’liyi AKP’nin kara senaryolarının kurbanı yaptırmayacağız!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.