
İbrahim Akkaya
Referandum bizim neyimize ?
Varsa yoksa referandum..
Kamunun tüm kurumları referandum için çalışıyor.
Devletin olanakları ile ‘evet’ propagandası yapılıyor..
Üyelerinin haklarını korumak, koşullarını iyileştirmek amacıyla kurulan dernekler bile ‘evet’ çalışmasına soyundu.
Kamu kurumları, birlikler, vakıflar ‘evet’ reklamlarına milyarlar saçıyor..
Muhtarlar tehdit
ediliyor, evler, dernekler, vakıflar basılıyor, toplum üzerinde ‘evet’ baskısı
her geçen gün artıyor.
Böylesine bir süreçte Antalya’nın ve ülkenin gerçek sorunları görmezlikten geliniyor, her şey yolundaymış gibi davranılıyor, pembe tablo çiziliyor..
Yani ülkenin gündemi referandum..
Oysa işsizlik yoksulluk aldı başına gidiyor..
Her 3 gençten biri işsiz..
Bir zamanlar ekonomisi
en iyi il olarak gösterilen Antalya’da’ ne iş olsa yaparım’cıların sayısı
sürekli katlanıyor.
‘Turizmin başkenti’, Dünya kenti’ yakıştırmaları yapılan Antalya’da çöpten ekmek arayanlar var..
Aç yatan çocuklar, yatağa aç giren insanlar var..
Çocuğuna süt alamadığı için intihara kalkışan babalar, anneler var..
Referandumla saklanmaya çalışılsa da geçeklerden kaçılmıyor.
ABD yayın kuruluyu Bloomberg’in ‘Sefalet Endeksi’nin sonuçları hiç de sevimli değil..
İşsizlik ve enflasyon verileriyle oluşturulan endekste Türkiye, iflasın eşiğindeki ülkelerin hemen
ardında 5’nci sırada yer alıyor.
AKP iktidarı hemen yalanlamaya, ‘Ey Bloomberg’ çıkışı yapmaya kalkışsa da geçek bu..
Sefalette dünya 5’cisiyiz..
65 ülkenin yer aldığı endekste Venezuela. Yüzde 491.9’lık enflasyon ve yüzde 7.8 işsizlikte en sefil ülke konumunda..
Ardından işsizlik ve enflasyon oranı yüzde 32’yi bulan Güney Afrika ekonomileri geliyor, batma-çıkma çizgisindeki Arjantin ve Yunanistan diğer sıraları oluşturuyor.
Türkiye ise yüzde 9
enflasyon ve yüzde 10 işsizlik seviyesi ile 5’nci sırada..
Bir önceki yıla göre çok kötü durumdayız..
Bloomberg’in 2016 yılı rakamlarında Türkiye sefalet endeksinde yüzde 18.4 ile 7’nci sıradaydı..
Bu olumsuz tablo devletin resmi kurumlarınca da belgeleniyor..
Türkiye’deki son veriler sefalet endeksinde esas alınanlardan daha da yüksek..
Türkiye İstatistik Kurumu’nun(TÜİK)verilerine göre, yıllık tüketici fiyatları artışı yüzde 10.13, işsizlik oranı yüzde 12.1..
TÜİK’in verilerine
göre Türkiye, batma-çıkma noktasında bulunan Yunanistan’la aynı seviyede..
Böylesine kritik bir dönemeçte referanduma gidiyoruz..
Ekonomi gemisinin su almaya başladığı süreçte 16 Nisan Pazar günü yapılacak referandumun faturası 10 milyar dolar..
Rakamlar böylesine
endişe verici iken, ülkenin gündeminin enflasyon, işsizlik alması gerekirken,
referandumun dayatılması dikkat çekici..
Bir de bunlara halkı ‘evet’ ve ‘hayır’ kamplarına bölmek, kutuplaştırmak, ‘hayır’ oyu vereceklerin terörist, bölücü, FETÖ’cü, PKK’lı, DEAŞ’lı, DHKP-C’li gibi suçlanmaları, hedef gösterilmeleri endişe verici..
O nedenledir ki
İstanbul’da AKP’li bir kadın ‘hayırcılar’a ‘hepiniz öleceksiniz’ gibi
saldırılar yapılıyor..
Hayır afişleri yıkılıyor, yakılıyor, ‘hayır’ çalışması yapanlara baskı uygulanıyor, çalışmaların yapıldığı mekanlarda olay çıkması için çaba bazı kişi ve gruplar kışkırtılıyor..
16 Nisan referandumu toplumsal barışı bozabilir.
Referandumun zamanlaması ve propaganda dönemi kaygı verici..
Böylesine olumsuz tabloda referandum bizim neyimize ?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.