Her şey eğitimden geçiyor ama bir de eğitimi, düzene sokabilsek. Milli eğitim, her bakan değişikliğiyle tepe taklak oluyor, yurdumda. Birinin ak dediğine, diğeri kara diyor. Haydi silbaştan, başa dönülüyor. Arada olan da yavrularımıza oluyor…

Eğitim neferleri, aileler, öğrenciler herkes dertli yaşanan sık değişliklerden. Ama dinleyen kim! İşte eğitim sistemi yine allak bullak. Müdür atamalarına ilişkin yeni sistemle yıllardır görevlerini başarıyla yürüten müdürlerin sistem dışına itilmesine yol açan bir puanlamaya gidilmiş. Puanlamalar da önceki gün netleşmiş…

Sonuç; okul aile birliği başkanı ile ilçe milli eğitim müdürlerinin verdiği puanlarla görevde kalmaları netleşen müdürlerin çoğunluğu iktidara yakın…

Tesadüf, şans, hakları diyerek açıklanamayacak bu durum dün ülke genelinde muhalif sendikaları sokağa döktü…

Eğitim camiası, yaşananlardan ve yaşanması muhtemel gidişattan endişelerini dile getirdi…

Kimsenin makam, mevki, koltuk derdi de yok…

Niye olsun ki…

Ama eğitimi dert edindikleri ortada…

Peki eğitim sisteminin sıkıntılarını çözmek, ihtiyaca göre planlamak, geleceğin yöneticilerini yetiştirmekle görevli olanların derdi de eğitim değil mi!

Eğer yaşananlara seyirci kalıyor, eğer gerçekten arkası sağlam olanlara bol kepçeden puan veriyor, hak edeni düşük puanlarla sistem dışına itiyorlarsa dertleri demek ki başka…

İnsanın inanası gelmiyor…

Tecrübe, başarı, liyakat yok sayılamaz öyle değil mi!

Yoksa bunun adı siyasi kıyım olur…

Yok, yok, vardır bir hata…

Kesin puanlama sisteminde hata oluştu…

Ve bu hata düzeltilecek, en kısa zamanda…

Yoksa eğitim kalmaz…

Yoksa demokrasi olmaz…

Ne diyordu, Köy Enstitüleri Kurucusu İsmail Hakkı Tonguç; "Köylü eğitilmeden, işçiye iş verilmeden, herkesin toprağı olmadan demokrasi gelmez. İki tür demokrasi vardır; gerçek demokrasi için halk sıkı bir eğitimden geçirilir. Biz ise Amerikan demokrasisini seçtik; bir sandığa kağıt attık, adı demokrasi oldu."

İşin özü; eşit, parasız, bilimsel ve laik eğitime dokunmamakta fayda var…