
İbrahim Akkaya
Diren Antalya diren Meltem
Aslında bugün Muratpaşa’yı yazacaktım.,.
Biraz övünme, böbürlenme olacak ama ‘Kepez’e kadın aday ve Öner faktörü’ başlıklı dünkü yazıma yoğun tepkiler aldım.
Bir gazeteci için hem çok okunmak,hem de yazdıklarının ses getirmesi ve değişik kesimlerin görüş ve önerileriyle katkıda bulunması çok önemli..
Yerel seçimlerle ilgili geriye sayım sürerken, siyasi partiler ile siyaset kulislerinde konuşulanları kamuoyu ile paylaşmak pek çok açıdan yarar sağlıyor.
Siyasetin deneyim sahibi isimlerinin ‘ateşten gömlek’ diye yorumladıkları Kepez Belediye Başkanlığı için aday adayı olduklarını deklare edenlerle, isimleri konuşulanlar ile potansiyel adaylardan söz etmeye çalışmıştık dün..
Değişik kesimlerden arayanlar, hem yeni isimler verdiler, hem de Kepez seçimi için ne düşündüklerini paylaşmaya çalıştılar.
Önce de yazdığım için bugün Muratpaşa’nın belediye başka adaylarını ve Muratpaşa seçimini yorumlamaya çalışacaktım.
Ancak Muratpaşa Belediye Başkan adaylığı konusunda çok çarpıcı gelişmeler yaşanıyor son iki gün..
Bu gelişmeleri de izleyip, değerlendirmeyi yapmanın daha uygun olacağını düşündüm..
Elbette Muratpaşa’yı ertelediğimiz için Konyaaltı ile ilgili yorumun da zamanlaması değişti..
Bugün sizlerle iki çarpıcı konuyu paylaşmak istiyorum.
Birincisi sosyal paylaşım sitesi facebook’ta ‘direnAntalyameltem’ sloganı ile her geçen dakika katılımcısı çoğalan örgütlenme..
Çağrı Meltem’de bulunan ve plana ‘semt spor sahası’ olarak işaretlenen 100.Yıl Spor Kompleksi’nde 33 bin kişilik stadyumun yapımı karşılığı AVM’ye izin verilmesine karşı çıkılmasını içeriyor.
Meltem sakinleri 33 bin kişilik stadyumumun temel atma töreninde tepki ortaya koymuşlardı.
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın katıldığı temel atam törenini tencere tava çalarak, balon demirlerine vurarak protesto etmişlerdi.
Bu örgütlenmeyi önemsiyor ve destekliyorum.
Sırası gelmişken bir kez daha vurgulamakta yarar görüyorum.
100.Yıl Spor Kompleksi’nde stadyum yapılmasına asla karşı değiliz..
‘Yenisini yapacağız’ diyerek yıkılan kapalı yüzme havuzunun yeni planlamada olmadığını anımsatmakta yarar var.
Kimse Antalyalıları kandırmaya çalışmasın.
Gelelim ikinci konuya..
Gezi Parkı eylemlerinin milat olduğunu daha önce de vurgulamış, “bundan sonra hiçbir eskisi gibi olmayacak. Artık Türkiye ve Antalya susmayacak’ demiştik..
Eylemler sonunda başlatılan cadı avına tepki olarak Taksim Dayanışması’nın çağrısı üzerine çok sayıda kişi “Gezi Parkı eylemlerinin tüm sorumluluğunu üstleniyoruz” dilekçesi yazarak savcılığa başvurmuştu.
Yani insanla kendilerini ihbar etmeye başlamışlardı.
Dünyanın dört bir köşesinden ses getiren Gezi Parkı Direnişi ile tarih yazanlar, kendilerini ihbar ederek eylemlerin daha çok ses vermesini de sağlıyorlar.
Ebette bu girişim İstanbul’la sınırlı kalmıyor.
Ankara ve İzmir’den sonra bazı vatandaşlar Antalya Adliyesi’ne giderek, “kendimi ihbar ediyorum" başlıklı dilekçeleri vermeye çalışıyorlar.
İstanbul’dan başlatılan ihbar girişimi için hazırlanan dilekçede özetle şunları yazıyor :
“Gezi Parkı eylemlerin ve nöbetlerin tüm ahlaki, siyasal, tarihsel ve hukuki sorumluluğunu üstlendiğimi savcılığınızın bilgisine sunarım"
Şüphe yok ki her iki girişim de ses getirecek..
Antalya’da bu potansiyel var..
Antalya’nın dinamikleri ve Antalya’nın geleceği olan gençlerin, bu kentin sahipsiz olmadığını dosta düşmana ispatlayacaklarından en küçük bir kuşkumuz yok.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.