Murat Yıldırım

Murat Yıldırım

CUMHURİYETİMİZİN 100. YILINDAKİ TÜRKİYE RAPORU

Yıl 1923 Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk. Ülkemizin bu günkü Misak-i Milli hudutlarının çizilmesi için doğuda batıda, güneyde kuzeyde amansız mücadelelerde bulunarak 350 bini aşan şehit vermiş, savaş yorgunu bir milletin ve ülkemizin kader planını oluşturan Ulu Önder ve silah arkadaşları bir meclis oluşturarak Cumhuriyeti kurmuşlardır.

Cumhuriyetimizin ilk yıllarında büyük bir devletçilik mücadelesi verilerek bakanlıklar ve yerel kuruluşlar oluşturulmuş, mahzun ve masum milletimizin geleceği için sınırsız millet projeleri hazırlanıp yaşama geçirilmiştir.

Fabrikalar kurulmuş, dünya zerinde tanımda kendi kendine yeten yedi ülkeden birisi halline geldiğimizi tarih kaydetmiştir. Kurumsal yönergelerle vatandaş devlet kapılarında saygıyla karşılanır hale gelmiş, köylümüz, milletin hakiki efendisi olarak seslendirilmiştir. Eğitimde ve sosyal hayatta kaydedilen büyük gelişmeler, medeniyette ve çağdaşlaşma yolunda olduğu kadar, ülkemizin her alanda kalınması üzerinde hayal edilmeyen gelişmeler olmuş, bir çok alandaki ilerlemelerimiz batı milletlerinin gıpta edebileceği hale gelmiştir.

Cumhuriyetimizin 10. Yılında bile, yani kısa zamanda kalkınma açısından gelinen nokta, Ula Önder'in 10. Yıl nutkunda da anlatıldığı gibi, büyük bir cumhuriyet coşkusu ülkeyi sarmıştır. Marşların, destanların yazıldığı, her doğan çocuğa heves ve heyecan kazandıran cumhuriyet değerleri adım adım nesillerin bir övünç sebebi haline gelmiştir. Ancak günümüzde olduğumuz yerde durup 1923'e yani geriye doğru baktığımızda yüreğimizde oluşan buruklukların, kederli bir ruhun içimizi yakıyor olduğunu hissediyoruz. Bunu asla ve katta ülkemizi kötülemek, yönetim bazında hizmet akım şemalarını kınamak anlamında işaret ediyor değilim. Elbette çok sayıda bilim adamın, siyasetçi ve bürokratın, teknokrat ve basının ,etkili yetkili insanlarımızın anlatımlarında hareketle; coğrafyamızda özelleştirilme uygulamalarındaki eksiklikler sebebiyle çok alanlı toprak ve mekanlarımızın elimizden çıkmış olması, kıyılarımız ve diğer değerlerimizden bir çoğunun uzun vadeye dayanan kiralanıyor olması, genel manada ithalata dayalı temin politikaları nedeniyle kırsal halkımızın topraktan kopması, köylerden kentlere yoğun şekilde iç göç hareketinin artmış olması, üreten bir toplum yerine tüketen bir toplum haline gelmiş olmamız, hayat pahalılığı ve enflasyon sebebiyle karşılaşılan hak kayıpları, gelir dağılımındaki denge bozukluğu, eğitim politikasında sıkça oluşan karar değişimleri yanında genç nesillerin taşımalı eğitim nedeniyle köylerinden uzakta eğitime yönlendirilmeleri, dolayısıyla köylerimizin ışığı durumundaki öğretmenlerin köylerle bağlantılarının kesiliş olması; tümü dikkate alındığında cumhuriyetimizin ilk ve ortalarındaki şartların hızla değiştiğine tanık olmaktayız.

Ayrıca Cumhuriyetimizin 100. yılında, yani halen içinde bulunduğumuz süreçte, genel manada bir çok devlet dairesinin kapısının vatandaşa kapalı olduğu gerçeğine de açıkça işaret etmeliyiz. Bu konuda örnekleri çoğaltmak mümkündür, ispati kabildir. Şahsen 60 yıllık bir bürokrat olarak ifade etmeliyim ki, önceye ait uzun yıllardır, TSMM dahil, bakanlıklar, yerelde iller ve ilçelerde her devlet dairesine kolayca girip meramızın anlatarak sorunların çözüm noktasında vatandaş o devlet kurumlarından huzurlu ve tebessümle çıkarken, maalesef günümüzde aynı devlet daireleri arasında bir çoğunun kapısı vatandaşa kapalıdır. Bu hususu, Cumhuriyetimizin 100.yılında üzücü ve hüzünlü bir süreç olarak rapor etmeliyiz. Aynı yüzüncü yılımızda insan sağlığı, çevre, ekoloji, ekonomi, ekosistem, doğal kaynaklarımızın korunması üzerinde de söyleyecek çok sözümüz vardır elbet.......

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Murat Yıldırım Arşivi

Çıldırmamak için kendimi zor tutuyorum

30 Ağustos 2025 Cumartesi 09:38

Antalya'da susuzluğa çözüm reçetesi

29 Ağustos 2025 Cuma 11:07

Kurtuluşun reçetesi "Akdeniz Gerçek Gazetesi"

27 Ağustos 2025 Çarşamba 10:38

Gazipaşa bölgesinde su faciası

13 Ağustos 2025 Çarşamba 15:40

SAYIN CUMHURBAŞKANIM

12 Ağustos 2025 Salı 11:42

Türkiye çölleşiyor mu?

01 Ağustos 2025 Cuma 12:05