CHP’de ön seçimle yakalanan atak, milletvekili adaylarının ve örgütün çalışmalarıyla devam ediyor. Sadece seçilebilir noktalardaki milletvekili adayları değil, listenin en tepesindekinden sonundakine, hatta liste dışı kalana kadar herkes seferber olmuş durumda…
Esnaf ziyareti, pazar gezisi, ev ziyareti, taziye, düğün, mevlid çalışmaları dört koldan yapılıyor. Gün içerisinde iki, üç ilçede çalışma yapan milletvekili adayları var…
Seçime kadar bu hareketlilik sürdüğü takdirde Antalya’da CHP, 2002 seçimlerindeki gibi farklı bir sonuç yakalayabilir…
Kaldı ki 13 yıllık AKP iktidarının sonunun geldiğine dair emareler de toplumun hemen hemen her noktasında kabul görmüş durumda….
Sadece bir örnek vereyim…
Dün CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal ve beraberindeki heyetle seçim çalışmalarına katıldım. Onlarca basın mensubu da programdaydı. Bir kişi bile CHP’ye dönük bir tepki göstermediği gibi Baykal’a olan ilgi nedeniyle Barbaros Çaybahçesi’nden Tophane’ye ancak 2,5 saatte gelebildik…
Öte yandan iktidar partisinin kazandığı Antalya’da eski bakan olan AKP 1. sıra Milletvekili Lütfi Elvan da esnaf ziyaretindeydi…
Aldığım bilgilere göre bırakın ilgiyi, tepki gösterilmiş…
Bir kişi kredi kartlarını atarak, “Bunları konuşun, bunları” demiş…
Yüz çeviren, arkasını dönen, elinin ucuyla selamlayan ise cabasıymış…
Eğitimden sağlığa, ekonomiden hukuka her alanda yıkımın cereyan ettiği bir ortamda elbette olağan bir sonuç…
Verdiğim örnek de yaşanan tablonun bir yansıması…
Şimdi muhalefete düşen çok iyi çalışıp organize olarak, daha çok kesime uzanmak, sesini duyurmak, umut vermek, el vermek…
CHP, Antalya’da bunu yapıyor…
Görünen o ki AKP’nin bütünşehiri kazandığı bir ilde genel seçimde 1. parti olarak da çıkacak…
Ama bu yeterli mi…
Türkiye’nin demokratik yapısı açısından değil…
Rejimin ve demokrasinin zarar görmemesi için iktidarın demokratik yollarla değiştirilmesi gerekiyor…
Orada da söz ve yetki seçmende…
Bakalım seçmen 7 Haziran’da ne diyecek…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.