Sahiplenilmeyen can dostların öldürülmesini tartışıyoruz. Osmanlı’dan kalan geleneğimiz de bir yandan tehdit ediliyor. O dönemde dahi can dostlara kıyamazken şimdi ne oldu bize?
Son yapılan açıklamada ‘sahiplenilmeyen sokak hayvanlarını uyutacağız’ dediler. Uyutmak diyorlar ama aslı öldürmektir.
Osmanlı’da ‘MANACI’ diye bir kavram vardır. Bu bir meslektir. Halk manacılara sokak hayvanlarını beslemesi için para verirdi. Manacılarda sokak hayvanlarını düzenli olarak beslerdi. Bu duyarlı davranış bizi Avrupa’dan ayıran vicdanlı bir davranıştı. Yüz yıllar önceden gelen geleneği neden sürdürmüyoruz?
Sokak hayvanlarının insanlara saldırdığı ve insanların panik halinde kaçmaları sebebiyle bir çok ölüm yaşandı. Bunun farkındayım. Bu sorunun çözümü bu olmamalı. Hayvanları sahiplendirme kampanyası başlatılabilir. Sokak hayvanlarını kısırlaştırmak için büyük bir kampanya başlatılarak hayvanseverlerden bu ücret karşılanabilir. Son çare olarak gözüken yöntemi ilk uygulamamalıyız.
Osmanlı’da hayvan haklarına dair bir çok belge ortaya çıkmıştı. Cumhuriyet’in ilk yıllarında dahi sürdürülmüş bu gelenek devam etmeli.
Hatta bazı dergilerde ‘Osmanlı zamanında mutlu hayvanlar’ şekli ile başlık bile atılmış. Sokak hayvanlarının bir anda öldürülmesi daha büyük bir sorun yaratabilir. En mantıklı çözüm, maliyetli olacağının farkındalığı ile birlikte büyük bir kısırlaştırma kampanyası yapılması. Ve sorunun 5-10 yıl içinde kendi içerisinde daha sağlıklı şekilde çözülebileceğini öneriyorum.
Canını siz vermediniz. Siz almayın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.