Pazar günü gerçekleşen seçimlerde yaşanan şaibeler nedeniyle Türkiye’nin pekçok yerinde olduğu gibi Antalya’da da seçimlere itirazlar yapıldı. Ancak en önemli itiraz CHP ve Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Akaydın tarafından yapılan yeniden sayım ve seçimin iptaline ilişkin itiraz…

Günlerdir Antalya ve Türkiye, itirazların görüşülmesi sonrasında çıkacak tabloya kilitlendi. İlçe seçim kurulları itirazları reddetti. Bu kez İl Seçim Kurulu’na itiraz yapıldı. 2 gün içinde çıkacak sonuca göre de sırada Yüksek Seçim Kurulu var…

Yanlış oy yazımından, tutanaklardaki hatalara, muhtarlık pusulasının yanlış zarfa konulmasının kimi yerde sadece muhtarlık oyunu, kimi yerde tümünü geçersiz kılması nedeniyle yaşanan çifte standarttan, seçim kurullarına yapılan baskıya kadar bir sürü şey seçimi gölgeledi…

Ancak asıl seçimi gölgeleyen bakan ve milletvekillerinin, parti yöneticilerinin sergilediği tablo…

Henüz resmi sonuçlar açıklanmadan, seçim gecesi AKP’li Bakan Mevlüt Çavuşoğlu’nun, milletvekillerinin adliye koridorlarında ve seçim kurulu başkanının odasında dolaştı, kurul üyelerini azarladı…

Aynı saatlerde AKP’de de kutlamalar başladı…

Akşam devletin resmi haber ajansı AA’dan geçilen haberlerle morali bozulan CHP’liler, CHP İl Başkanlığı ve seçim komitesinden geçilen mesajlarla uyarılsa da AKP cephesinden gelen mesajlarla ve açıklamalarla moraller kaçtı…

Sonra adliyeye koşuldu…

Mustafa Akaydın, diğer belediye başkan adayları, meclis üyesi adayları, yöneticiler seçim kuruluna yapıldığı iddia edilen baskıya karşı, yerlerini aldı…

Derken seçim ertesi, suç bastırmaya çalışan AKP, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden evrakların çalındığını, yakıldığını iddia etti…

Tabii “oy çalınıyor ve iktidar baskısı” iddialarının altında kalamazlardı. Hemen formül ürettiler ve hayata geçirdiler...

Kendilerini Emniyet Müdürü yerine koyup adeta operasyon yaptılar, yönetmeye talip olduğu belediyeye…

Kimse inanmayınca yazılan senaryoya bu kez belediyeye baskı kurdular…

AKP’li Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nda yer alan kadın vekilin, bir kadın daire başkanına şiddet uygulaması da geldikleri son nokta…

Kadın siyasetçinin olduğu yerde şiddet olmaz denir ama tersi oldu…

Küfürler, hakaretler havada uçuşmuş…

Daha mazbata almadan belediyede terör estirildi…

Dün Akaydın’a destek için gelen CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylıgil ve Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin’in söylemiyle “Bunun adı eşkıyalık”…

Hala da estiriliyor…

2 gündür belediye kapısının önüne kurulan, hem de valilik izniyle “Evrak Hırsızı Bekleme Kampı” yazılı çadır, herhalde hiçbir demokratik ülkenin, demokrat yöneticilerince kurulmamıştır, kurdurulmamıştır…

Dün nihayet kaldırıldı da ayıp kalktı, bir nebze de olsa…

Ancak şu yaşanan zorbalık, eşkıyalık ya da Akaydın’ın dediği gibi vandalizm asla unutulmayacak…

Ve İl Seçim Kurulu’na yapılan itiraz…

Herkesin beklentisi demokratik bir hukuk devleti olduğumuza ilişkin inancı zedeleyici bir sonuç çıkmaması…

Bizim de dileğimiz, seçimin üzerindeki gölgelerin kalkması…

Demokrasi, hukuk istiyoruz, başka bir şey değil…