Deprem Antalya’nın kapısında.

Dün yine bir deprem haberiyle sarsıldık..

Antalya’da son dört günde 32 artçı sarsıntının olması tehlikenin ne denli büyük olduğunun da habercisi..

Halk haklı olarak korkuyor..

İnsanlar endişe içinde.

Dün yazdığımız gibi bir yetkili çıkıp ta vatandaşı rahatlatacak açıklama yapmıyor.

İkinci derecede deprem kuşağında bulunan Antalya’da ömrünü tamamlamış 132 bin binanın depreme dayanaklığı olmadığı söyleniyor.

Uzmanlar da halk gibi kaygılı..

Onlar uyarıyor, ‘İvedilikle önlem alınması gerekli” diyorlar.

Antalya’nın jeolojik yapısını en iyi bilen isim Jeoloji Mühendisleri Odası’nın ‘Onursal Başkanı’ Kutlu Taner’in görüşlerine ciddi biçimde kulak verilmesi gerektiğini söylemeye sanırım gerek yok.

Şöyle diyor Kutlu Taner:

“ Antalya’da 100 yıldır tahrip edici bir deprem meydana gelmedi.Yani 100 yıla bir suskunluk var. Elbette biriken enerji bir gün açığa çıkacaktır. İnsanlar korkuyor, panikliyor, çünkü önlem alınmıyor”

Antalya bölgesinde bulunan fay hatlarının 100 yıldır suskun olması tehlikenin boyutlarının tahmini açısından çok önemli bir veri.

4 günde 32 artçı sarsıntı gözardı edilecek, hafife alınacak bir konu değil.

İşte bu noktada Antalya’yı bekleyen bir tuzaktan, “Kentsel Döşüm Tuzağı’ndan söz etmek gerekli.

Antalya sevdalısı Kutlu Taner, çok önemli bir noktaya parmak basarak, “ Deprem bahanesiyle kentsel dönüşüm çalışmaları için hazırlıklara başlanmasını doğru bulmuyorum” diyor.

Ardında da ekliyor :

"Elbette mevcut yapılarda sıkıntılar var. Ancak çözüm için kentsel dönüşümün eksiklikleri de dikkatlerden kaçırılmamalı. Diğer illerdeki örnekleri görüyoruz. Kentsel dönüşümün rantsal bir dönüşüm halinde getirilmesi Antalya'ya yarar değil, zarar getirir"

Suskunluğun nedeni bu olabilir mi ?

Antalya’yı ‘depremler kenti’ olarak ilan edip, insanların canını yakan, evlerinden işyerlerinden eden kentsel dönüşü belası Antalya’nın gündemine taşınır mı ?

Uzun zamandır böyle bir hazırlık olduğu biliniyor..

Konyaaltı Caddesi’nde deniz manzaralı Endüstri Meslek Lisesi’nden başlayarak önce kamu kurumları ve okullardan başlayarak kentsel dönüşüm adı altında Antalya’nın paha biçilmez değerdeki alanları rantçıların emrine verilir mi ?

Antalya İnşaat Müteahhitleri Başkanı Deniz Karataş, meslektaşlarının çıkarlarını düşünerek, “Antalya’da kentsel dönüşüm acilen başlamalı” derken acaba bu tehlikenin farkında mı ?

Antalya depremle yaşamaya zorlanırken, yetkili ağızların susmayı tercih etmelerinin altında kentsel-rantsal dönüşüm var mı ?

Yerel yöneticilerin birinci görevi yaşanabilir bir çevre, yaşanabilir bir kent ve bireylerin sağlıklı yaşamını sağlayacak projeler üretmek ise, Antalya’da niçin bu yapılmıyor ?

Türkiye’nin altıncı büyük kentinde hala bir ‘Deprem Master Planı’nın olmayışından daha büyük bir ayıp olabilir mi ? 

Olası bir depremde Antalya halkının güvenliğini sağlayacak bir toplanma merkezinin oluşturulmamış olması nasıl açıklanabilir ?

Sıkça yazıyorum “Antalya sahipsiz kent’ diye birileri kızıyor.

Onlar kızmaya devam etsin biz gerçekleri yazmaya, Antalya’nın çıkarlarını savunmaya devam edeceğiz.

Bir yetkili çıkıp da yüreklice sorularımıza yanıt verirse onları da bu köşeden kamuoyu ile paylaşmaya hazır olduğumuzun bilinmesini istiyorum.

Bunun için de bir kez daha soruyorum sağır sultanlara :

Bu suskunluk neden ?