Ne zaman ki günlük çıkarlarımız uğruna uzun vadeli, kamusal menfaatlerimizi bir kenara bırakmayız, yabana atmayız o zaman her şey değişir…
Aslında bazen küçük değişikliklerle büyük dönüşümlere yol açılır…
Bunun için şans vermek lazım, bu ışığı gördüklerimize…
Ama yok ısrarla ‘ben’ dersek, asla biz olamayacağımızı unutmayalım…
Çünkü biz olmak için, herkesi kucaklamak lazım. Eksiklikleriyle, hatalarıyla, farklılıklarıyla, aykırılıklarıyla…
Maalesef ‘ben’ her yeri sarmış…
Koltuklar, ‘ben’lerle kuşatılmış…
Üstelik hepsinin de ağzından ‘birliktelik’, ortak akıl, birlikte yönetim lafları düşmüyor…
Yüzleri de gülüyor, hep…
Ama ‘ben’in esiri olduktan, kalpleri buz gibi olduktan sonra boş…
Eylemlerinde göremiyoruz ‘biz’i…
Maalesef…
Peki pes mi etmek lazım ya da bencilleşmek mi?
Sonuna kadar hayır…
Umut her zaman var…
Elbet değişecek bu düzen, bu yapı. Elbet sevgi, emek, kardeşlik, birliktelik kazanacak…
Bunun için tek yapılması gereken, fırsat vermek…
Biz olmak…
İçinden geçtiğimiz süreçte sürekli bölünüp, parçalanırken, ayrıştırılırken bir de aynı amaç için beraber yürüyen insanların ayrışmaması, kamplaşmaması gerekiyor…
Bakın kongreleri olan siyasi partilerden meslek örgütlerine her yerde bir ayrışma var…
Gelin farklılıklarımızla biz olalım…
Antalya için….
Memleket için…
Çocuklarımız için…
Gelin kafalarımızı kaldırıp etrafa bir bakalım…
Komşularımızdaki savaşa, memlekette yanan ateşe…
Gelin bir kez daha düşünelim…
Ve bir şans verelim…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.