Toplum mühendisliği ile gizli saklı işler, peşkeşler, vurgunlar, operasyonlar çok güzel örtüleniyor. Arkada başka işler çevrilirken, millet de siyasetçiler de takıldı kahkahaya, direğe, yalnız tatile…

Hatta yalnızca bizim değil, dünyanın gündemine oturdu; ağlayan adamın gülünç sözleri…

Şimdi bu saçma lafların peşine takılıp, ben de alet olmayacağım bu gündeme. Zira amacım gündemi değiştirmek için ortaya atılan bu lafları tartışmak değil…

Çağdaşlığı, laikliğin, cumhuriyet kazanımlarının gereğini nasıl savunduysak şimdiye kadar, bundan sonra da savunacağımız aşikar…

Böyle laflara takılmadan, ortamı takip edelim…

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülmeye başlayan yasa tasarıları neler? Komisyonlarda neler görüşülüyor?

Hangi yol, köprü ihalesi var? Enerji santralleri için gözden çıkarılmak istenen zeytinliklerin son durumu nedir?

Emniyette yapılan operasyonlar nereye varacak?

Teröristler kaç vatandaşı daha kaçırdı? 

Türk bayrağı yasaklanırken, sınır komşumuzda ‘cihat’ adı altında kan döken, vatandaşları rehin alan IŞİD’in logosunun ülkemizde motosikletlere takıldığından, tişörtlere basıldığından haberiniz var mı?

Ya bugün kaç çocuk gelinimiz olduğundan…

Son 12 yılın ağır bilançosundan…

Ve en önemlisi…

Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın Cumhurbaşkanlığı seçimleri için oy kullanmaya başladığından…

10 Ağustos’ta gerçekleşecek seçimler için sandık güvenliği tamam mıdır?

Ve kentimizde neler oluyor?

Adalet ve kalkınmadan bahsedenler, adaleti nasıl yok ediyor ve kalkınıyor?

Yandaşlara çekilen kıyaklar nedir?

Evet, gündemimiz çok ve yoğun…

O nedenle geçin sanal gündemden, gerçeğe…

Bırakın bulanık suda balık avlayanları…

Kuyuya taş atanları…