Pazartesi 6 Mart Antalya için en özel gün..

6 Mart 1930’da Modern Türkiye’nin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk Antalya’ya gelmişti..

Aradan geçen 87 yılda Antalya için 6 Mart onur ve gurur günü oldu.

Her 6 Mart’ta Antalya, Atası’na olan sevgisini, bağlığını gösterdi..

Atatürk’ün Antalya’ya gelişini Antalya Valiliği kaynakları şöyle anlatıyor:

“Atatürk’ün geleceği haberi kentte büyük sevinç yaratmıştı. Sokaklar aydınlatılmış temizlenmiş birçok yere zafer takları kurulmuştu. Kepez'den şehre kadar halk, yolun iki yanını doldurmuştu. Mustafa Kemal Atatürk’ü taşıyan otomobil durduğunda “Hoş geldin. Sefalar getirdin. Yaşa, varol Gazi” sesleri kapladı. Ata’larına çok şey borçlu olan halk onu yakından görmenin sevincini heyecanını yaşıyordu. Yeni Kapı’da Valiliğe ait iki katlı köşk Ata’nın ikametine ayrılmış ve halk köşkü elbirliği ile baştan başa sade ama temiz eşyalarla donatılmıştı”

Atatürk, karşılama töreninin ardından Işıklar semtinde daha sonra ‘Atatürk Evi’ olarak düzenlenen binanın balkonundan kendisine sevgi gösterilerinde bulunan Antalyalılara selamlamış akşam onuruna verilen yemek sırasında Türk Ocağı’nın düzenlediği gösterileri büyük ir heyecanla izlemişti.

Büyük Kurtarıcı, 7 Mart 1930’da tüm ilçe ve köylerden gelen heyetlere hitaben köşkün balkonundan kısa bir konuşma yapmıştı..

Antalya ziyaretinin üçüncü günü yani 8 Mart 1930 günü Konyaaltı’nda henüz yol olmadığı için Arapsuyu’nda pirinç ticareti yapılan Mursi Çiftliği’ne Rüstemiye gemisi ile gitmişti..

Gemiyle Lara yolu üzerinde bulunun Rumkuş mevkiine gidildiğinde Atatürk, Antalya için övünç ve gurur kaynağı olan ‘ Hiç şüphesiz ki Antalya dünyanın en güzel yeridir” demişti.

Kaynaklar, bu olayı şöyle anlatıyor:

“Gazi ve yanındakiler vapur ile Antalya sahillerini gezdi ve özellikle büyük şelaleyi gördüler. Daha sonra karadan bugünkü Lara yolu üzerinde Rumkuş mevkiine gidildi. Atatürk oradan denizi, karşı sahilleri, karla örtülü Beydağları’nı uzun uzun seyretti ve “Hiç şüphesiz ki Antalya dünyanın en güzel yeridir” demekten kendini alamadı. Bulunduğu yerin adını yanındakilere sorduğunda “Rumkuş” olduğunu öğrenince Türk topraklarında Türkçe adın olması gerektiğini söyleyerek adının“Erenkuş”olarak değiştirilmesini istedi”

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 87 yıl önce hayranlığını ifade ettiği bu sözler, Antalya için kullanılan ‘yeryüzü cenneti’ tabirini kullananları haklı çıkarıyor.

Çıkarıyor da Atatürk, 87 yıl önce ‘dünyanın en güzel yeri’ dediği Antalya’ya gelmiş olsaydı ne derdi ?

Acı ama gerçek Atatürk’ün hayran kaldığı Antalya’dan bugün eser yok gibi..

Bir zamanlar yeşilin ve mavinin tüm tonlarını bağrında barındıran, havası, suyu, denizi ve doğası ile gerçekten bir cennet köşe olan Antalya ne yazık ki bugün beton yığınlarına teslim olmuş, yeşilin ve mavinin tüm tonlarını yitirmiş, gri renge bürünmüş, yaşam kalitesi giderek yok olmuş bir kent konumunda..

Gerçek şu ki Antalyalılar, 87 yıl önce Ata’ya gözleri gibi korumak için söz verdikleri Antalya’ya sahip çıkmadılar.

Antalya’nın ranta kurban edilmesine seyirci kalmak bir yana kolay yoldan para kazanmak, köşeyi dönmek düşüncesiyle evlerini, arazilerini sattılar..

Kimi Antalyalılar, ata yadigarı ev ve arazilerini satarak başta İstanbul olmak üzere büyük kentlere göç ettiler.

Kimi Antalyalılar, doğup büyüdükleri kentin ranta teslim olmasına, kaynaklarının talan edilmesine, sermaye gruplarına peşkeş gibi çamaşır değiştirir gibi yapılan imar değişiklikleri ile Antalya’dan koparılmasını izlemekle yetindiler.

Bugün Antalya’da Antalyalıların azınlıkta kalmasının, bunun en düşündürücü örneği olarak Antalya’da Antalyalılar Derneği kurmak zorunluluğu duyması, kentlerine sahip çıkmada gerekli titizliği göstermeyişinin payı büyük..

87 yıl önce Atatürk’ün “Hiç şüphesiz ki dünyanın en güzel yeri’ dediği yeryüzü cenneti Antalya, bugün nefes almanın güçleştiği, beton blokların yükseldiği, yaşanabilir kent olmaktan uzaklaştığı, yerli ve yabancıların rüyasını artık süslemeyen sıradan bir Anadolu kasabası oldu..

Atatürk, yaşasaydı ve bugün Antalya’ya gelseydi herhalde büyük hayal kırıklığı yaşardı..