AKP İktidarı ve Başbakanın akla durgunluk veren son icraatları terör sorununun çözümünde, ‘AKİL İNSANLAR’ dan yararlanmak olarak ortaya çıktı.

                               Tek adam olma yönünde hızla ilerleyen Sayın Başbakanımız, sorunun çözümünde her türlü hukuk kuralını bir tarafa bırakıp, terör örgütünün liderini ve terör örgütünü, bizzat kendisini çözüm olarak gösterip, müzakereler yürütürken, şimdi sorumluluğu akil insanlara atmak istemektedir.

                               Ancak bu konuda da hatalar zinciri sürdürülüyor.

                               Habur ve Oslo skandallarından sonra hızla büyük bir skandala dönüşeceği açıkça görülen bu faaliyetlerde trajikomik işler yapılmakta…

                               Sayın Başbakan tarafından devlet eli ile yürütülen bu işlemlerden bir sonuç çıkmayacağı öncelikle kullanılan terimlerden ipucu vermekte…

                               Sayın Murat Bardakçı’nın yaptığı araştırmaya dayalı açıklamalara göre, ‘akil insan’ ın anlamı; obur ve yamyam insandır.

                               Kelimenin aslı, ‘âkıl’ olup, akıllılar anlamına gelir.

                               Yani akıllı kelimesinin çoğuludur.

                               Biz daha önce, yargının danışacağı kurumun da ulema olduğunu yine tek adam ve belirleyici Başbakanımızdan öğrenmiştik.

                               Ulema, alîm kelimesinin çoğulu olup, yargının danışacağı ulemanın da, din alîmlerinden oluştuğu şüphe götürmez bir gerçektir.

                               Öte yandan TBMM’ ye seçtiğimiz temsilcilerimize vekil demekteyiz. Bunların tamamına ise, vükela denilmektedir.

                               Bu belirlemelerden sonra olanları bir daha değerlendirmek gerekirse,

                               Ortada yıllardır süren bir terör hareketini sonlandırma çabasında olduğu iddiasında bulunan siyasal iktidar ve onun başı tek adam Sayın Başbakan bulunmakta ve bu zihniyet çözüm süreci adını verdiği belirsizlikte, bu yöntemi bize kabullendirme gayretindedir.

                               Oysa, böyle bir sorunun çözümü Meclisten geçer.

                               Yani ortada, ‘vükela’nın çözmesi gereken bir sorun bulunmaktadır.

                               Ancak iktidar ısrarla bu konunun muhatabını hükümet olarak açıklamaktadır.

                               Ayrıca hükümeti de, vükelayı da belirleyen Başbakandır.

                               Nitekim süreç, Sayın Başbakan ile terörü gerçekleştiren terörist başı (onu destekleyen devletler) ve ona kayıtsız şartsız biat eden siyasi parti arasında devam ettirilmektedir.

                               Bir ülke düşünün ki, 7 bölgede 9 adetten 63 akil kişiyi Başbakan, atama yolu ile görevlendiriyor ve bu kişiler terör sorununu çözme konusunda ülkenin kaderini belirleyecek .

                               Tam bir demokrasi örneği !

                               Konuyu toparlamak gerekirse,

                               Vükelayı belirleyen aynı kişi, ukalayı da belirleyecek ve çözümü sağlayacak.

                               Ancak fahiş bir hata yapılıyor,

                                Başbakan tarafından, çözüm sürecinde kullanmak üzere, bizzat atanan kişilere obur, yamyam kişiler anlamına gelen akil insanlar unvanı veriliyor.

                               Tıpkı bir gün önce, saadet veren anlamına gelen dost Esad’a, bir gün sonra virüs anlamına gelen Esed unvanı verildiği gibi…

                               Ülkemin gerçek akıllı kişileri;  Başbakan tarafından seçilen akil insanlar güruhunun (obur, yamyam)  yani ukalanın (Kendini akıllı ve bilgili sanan, bilgiçlik taslayan kimse) terör sorununu sonlandırılmasında rolünü anlamakta zorlanmayacaktır.

                               Allah; başta ülkeyi yönetenler olmak üzere, hepimize âkıl insan olmayı nasip ve ihsan etsin…

                               Saygılarımla…