Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidarında 16. yılı da geride bırakma üzere olan ülkemde gelin bir göz atalım özgürlüklere…

Türkiye, basın ve ifade özgürlüğünde dünya sıralamasında sondan 3. ülke. 160 ülke arasında yerimiz 157…

Freedom House’a göre özgürlükler konusunda hızla irtifa kaybeden bir ülkeyiz…

Kadınların özgürce yaşayabildiği ülke sıralamasında da durum aynı…

Reuters Gazetecilik Çalışmaları Enstitüsü'nün Türkiye ile ilgili raporuna göre sosyal medyada siyasi görüşünü paylaşmaktan en çok çekinen ülkeyiz…

Rapora göre Türkiye, araştırmaya katılan ülkeler arasında yüzde 65 ile sosyal medyada siyasi görüşlerini açıklamaktan en çok çekinen ülke oldu…

Peki nasıl geldik bugünlere…

Hatırladığımız üzere AKP’nin vaatleri arasında ‘yasakçı zihniyet’le mücadele vardı. Yasaklara karşı özgürlükleri savunan, hatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar giderek adalet arayan siyasilerin iktidarında kimse durumun bu noktaya geleceğine sanırım inanmazdı…

Ama oldu…

Sanatçı, yazar, çizer, akademisyen, vatandaş vs basın ve ifade özgürlüğü kapsamında dile getirdikleri nedeniyle soruşturmalık…

Davalık…

Ya da tutuklu…

Hatta öyle ki dün bir komşum anlattı. 200 TL’lik banknotun dünden bugüne yaşadığı değer kaybını sosyal medyada aktaran vatandaş soruşturmalık…

Hem de ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ suçlamasıyla 6. kez ifadesine başvurulmuş…

Nereye gidiyoruz…

Kemikleştirilmek istenilen saflarınıza neden vatandaşları zorla itiyorsunuz…

Yargı üzerinden girişilen hesaplaşmayla geldiğimiz noktada kardeş, kardeşi gammazlıyor…

Durumu Antalya Barosu Başkanı Polat Balkan da güzel özetlemiş…

Aslında üzücü ama gerçek…

Artık yargı talimat bekliyor…

Üzgünüm…

Özgür düşünce ve basın özgürlüğünden giderek uzaklaşılan bir toplumda yaşadığımız tablonun düzelmesi için uzun bir döneme ihtiyaç var…

Ama yara alan demokrasimizin ayağa kalkacağına inanıyorum…

Çünkü emperyalistlere boyun eğmeyen atalarımızın verdiği Kurtuluş Savaşı sonrası inşa edilen laik, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışan da demokrasi…