Cengizhan Gököz

Cengizhan Gököz

ANAYASA MAHKEMESİNE KİŞİSEL BAŞVURU

               AKP ‘nin muktedir ve Genel başkanının Diktatör olma yönünde önünü açan 12 Eylül 2010 Anayasa referandumu ile getirilen ‘Anayasa Mahkemesine ‘Kişisel Başvuru’ düzenlemesi önemli bir konuda ilk meyvelerini verdi.

             İki Milletvekili Mustafa Balbay ve Mehmet Haberalın uzun tutukluluk süreleri ve  adil yargılamaya aykırılık iddası ile yaptıkları başvuru haklı bulundu.Sayın Recep Tayyip Erdoğanın Başbakanlığını, Sayın Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığını yaptığı Türkiye Cumhuriyeti Devleti, her Milletvekili için 5 bin’er TL tazminata mahkum edildi.

             İşin ilginç yanı bu kararı veren;  AKP iktidarını’nın yargıyı ele geçirmek için hazırladıkları ve referandum yoluyla kabul ettirdikleri  anayasa değişikliğine göre oluşturulan ve Başkanlığını iktidar yanlılığı ile belirtilen Haşim Kılıç’ın yaptığı  Anayasa Mahkemesi dır.

              Tüm hafta boyunca  bu karar sonucunda; halen tutuklu bulunan Milletvekili Mustafa Balbay’ın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 9.cu Ceza Dairesi tarafından tahliye edilmesi gerektiği konuşulup tartışıldı

            Hatta bu tartışmalarda aynı durumda olan tüm tutukluların mahkemelerince tahliye edilmeleri gerektiği ancak bunun için Anayasa Mahkemesine hepsinin ayrı ayrı başvurması gerektiği ileri sürüldü.

           Öncelik ile belirtmek gerekirse bu tartışmalarda ileri sürülen hususların çoğu hukuken geçerli değildir.

           Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru sonucu verdiği kararlar; ilgili Mahkeme ve Yargıtay Ceza Dairesi için emredici mahiyette değildir.Aksine düşünce Türkiyede ki yargı düzeni ve hiyararşisini bozar.Bu Mahkemeler konuyu insan hakları ve hukuki açıdan değerlendirip yargılamanın adil olup olmadığı veya insan hakları ihlalleri olup olmadığı yönünden karar verirler.Kararları doğrudan mahkemelere yönelik olmayıp muhatap devletlere yöeneliktir.Tazminat içerirler. İlgili mahkemelerine emir ve talimat niteliğinde karar veremezler.

 

          Tartışılan Anayasa Mahkemesi kararları bu şekilde anlaşılmalıdır.

          Peki;

          Bu kararların yargılamayı yapan ve tutukluluk kararı veren  Mahkemeler ve Yargıtay Ceza Daireleri tarafından  ne şekilde değerlendirilmesi ve anlaşılması gerekir.

         Şüphesiz  Anayasa Mahkemesinin bu kararı sonucunda artık keyfi ve uzun süreli tutuklamalar ve uzun süren yargılamalar konusunda Mahkemeler ve Yargıtay çok özenli davranmalı ve buna uygun kararlar vermelidir.

         Karar emredici değil yol göstericidir.

         Somut davada yerel Mahkeme nihai kararını  verdiği ve dosyadan el çektiği için tutukluluk konusunda karar verecek olan Yargıtay 9. Ceza Dairesidir.Daire bu güne kadar tutukluluk konusunu öncelikle karara bağlamak zorunda idi.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ‘nın Milletvekili olan sanıkların tutukluluğu ile ilgili görüşünü daireye göndermiş olması gerekir. Bu güne kadar 9.ceza dairesi tahliye konusunda bir karar vermediğine göre tutukluluk konusunda görüşü olumsuzdur. Anayasa Mahkemesi nin konuya ilişkin tazminat kararına dayalı bir tahliye kararı verilmesi hukuken zorunlu görülmemelidir.Ancak etik olarak Anayasa Mahkemesi kararında ki görüş daireyi ve İktidarı bağlar.

        Anayasa Mahkemesi kararının Cemaat-AKP kavgası sonucu verildiği görüşü haklı olabilir.Ancak tartışma bu zeminde değil hukuki zeminde yapılmalıdır.

       Kimsenin  özellikle hukukun içinde olmayanların; insanları farklı beklentilere sokmaması gerekir.

        İşin hukuki yanı açıkladığım gibidir.

        Şahsi görüşüm ise 12 eylül 2010 yargı darbesi ile Ülkemiz hukuku açısından onarılmaz yaralar almış mevcut siyasi iktidar muktedir olmanın ötesinde diktatör olmanın altyapısını yargı üzerinden sağlamıştır.

        Diğer tartışmalar teferruattır.

  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cengizhan Gököz Arşivi

İHA - SİHA GÜZELLEMESİ

04 Mayıs 2023 Perşembe 09:30

EVLATLIKLA EVLENMEK!

22 Şubat 2023 Çarşamba 09:50

Davul-tokmak  

12 Ocak 2023 Perşembe 10:38

ÇARPIK ÇEVRE ANLAYIŞI

24 Aralık 2019 Salı 06:28

DİN VE ÇEVRE

09 Ağustos 2019 Cuma 14:02

ANADİLDE İBADET

06 Ağustos 2019 Salı 11:02

MİLLİYETÇİ MUHAFAZAKÂRLIK

31 Temmuz 2019 Çarşamba 12:04

MİNAREYE “KÜLAH GİYDİRMEK’’

24 Temmuz 2019 Çarşamba 13:21