‘HES’e hayır’ demek de, ‘AVM istemeyiz’ demek de, “Her yer Taksim’ demek de artık suç sayılıyor.

AKP’nin ‘demokratikleşme’ adını verdiği paket hayatımızı daha da zorlaştıracak.

‘İleri demokrasi’nin bu yeni ürünü ile hak arama mücadelesi artık suç sayılacak..

Gezi derinişi ile karizmayı çizdiren hükümet, Türkiye Büyük Milet Meclisi’ne sunduğu bu paketi ile halkı iyici susturmayı amaçlıyor.

Artık hak arama mücadelesi yapanı kodese tıkacaklar..

Vatandaşı fişlemek yasal hala geliyor.

Bunlar anne karnındaki bebeği bile fişlerlerse sakın ola ki şaşırmayın.

AKP’nin sorumsuz parmaklarının marifetiyle her zaman olduğu gibi bir gece yarısı operasyonu ile kabul edilmesi beklenen tasarıda

 “Kamu faaliyetinin yürütülmesini engellemek” adıyla Gezi eylemleri, ODTÜ yolu protestoları gibi direnişler için 2-5 yıl hapis cezası ön görülüyor.

Dahası herhangi bir direniş, 2 yıllık hapis cezasına kadar geçerli olan “hükmün açıklanmasının ertelenmesi” kapsamından çıkarılıyor.

Tasarıda, mitingler için de TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerin ve üye sayısı en fazla olan 3 sendikanın görüşlerinin alınmasını öngörülüyor. 

“İnanç gereği yaşam tarzı” güvence altına alınırken diğer yaşam tarzları için “düşünce ve kanaate dayalı yaşam tarzı” ifadesi getiriliyor.

Nefret suçunda ise “eşcinsellere yönelik suçlar” kapsam dışında tutuluyor.

AKP iktidarı, hak arama mücadelesini yasaklamaya çalışırken, Antalya’dan, Manavgat’tan, Ahmetler Kanyonu’nda sürdürülen ‘HES’e hayır’ direnişi, çok geniş kesimlerden destek alıyor.

Ahmetler Kanyonu’ndaki HES direnişi belgesel film bile oldu.

Ahmetler Kanyonu'nda bir ayı aşkın süredir HES şirketinin silahlı saldırıları dahil tüm baskılara karşı direnen köylülerin mücadelesine destek vermek için bölgeye giden Yönetmen Hakan Tosun, hazırladığı kısa belgeselle Ahmetler direnişini kamuoyuna aktarmayı hedefliyor.

Edinilen bilgilere göre, yaşam alanlarını savunan insanların direniş ve eylemlerini ele alan belgesellerle tanınan Hakan Tosun, Ahmetler'de köylülere yönelik saldırıyı sosyal medyadan öğrendiğini ve bölgeye gitmeye karar verdiğini belirterek, "tek elden yönetilen medyanın haber yapmasını beklemektense kendi medyamızı oluşturmamız gerektiğini düşündüm" diyor.

Tosun, Ahmetler köyündeki HES şirketinin saldırısını sosyal medyadan öğrendiğini vurgulayarak, şunları söylüyor :

"Sosyal medyada görsel olarak orayla ilgili bir eksiklik olduğunu düşünüp Ahmetler'e gitmeye karar verdim. Anadolu'da yaşayan insanların özellikle bu tür projelerdeki mağduriyetlerinde seslerini duyurmaları çok zor. Ahmetlerdeki gibi saldırı ya da olay olmadığında haber olma ihtimalleri çok zayıf. Olay verilir fakat o insanların ne için mücadele ettiklerini kimse anlatmak ya da göstermek istemez. Amacım en azından olan biteni objektif olarak insanlara ulaştırarak mağduriyet yaşayan insanlara bir şekilde destek olmak" 

Bu satırları okurken elbette aklınıza AKP’nin demokratikleşme paketi geliyor.

Bir aydır canlarına pahasına kanyonu savunan Ahmetler Köyü sakinlerini ciddi bir tehlikenin beklediği ortada.

AKP, Türkiye’yi değiştirme hedefinden ne pahasına olursa olsun uzaklaşmak istemiyor.

Hakkını arayan, direnen, direnenlere destek olanların yaşama şansını yok etmek itiyor siyasi iktidar.

Pekala çözüm nedir ?

Çözüm aslında çok uzakta değil..

Yaklaşık 3,4 ay sonra seçim var..

Sandıkta gereğini yapmalıyız.

RAHATLADINIZ MI ?

Eski Otogar alanında açılan MarkAntalya AVM’nin ışık oyunlarından birisini penise benzetip müstehcen bulan ve Tahıl Pazarı Mahallesi Muhtarı Bayram Korkmaz’ı arayarak ‘ bir şeyler yap muhtar’ diyen sözde ‘muhafazakar’ arkadaşlar derin bir nefes aldı.

AVM yönetimi söz konusu ışık oyununu kaldırıp, yerine yine hareketli fakat şekil içermeyen kırmızı ve sarı renkli ışık oyunları koydu.

Aslında mesele başka..

Bu arkadaşların derdi başka..

MarkAntalya’nın Atatürk ve Türk Bayrağı ile yaptığı ışıklı gösterilerden Atatürk, bayrak ve Cumhuriyet düşmanları rahatsız oldu..

Şikayetlerinin asıl amacı bu da hala söylemeye cesaret edemiyorlar..