Gezi Parkı direnişi ile birlikte pek çok şey değişti.

Hem Antalya’da, hem de Türkiye’de bundan böyle hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Bu direniş ve direnişe verilen destek eylemleri, geleceğin şekillenmesi açısından da hayati önem taşıyor.

Öncelikle herkes şunu kabul etmeli.

Dayatma ile ‘ben yaptım oldu’ mantığı ile bu iş yürümüyor.

Daha da önemlisi ‘korku imparatorluğu’ da artık sökmüyor.

Polis devleti anlayışı ise kabul görmüyor.

Elbette direnişin ve destek eylemlerinin başarıya ulaşmasını istemeyenler var.

Taksim’de olduğu gibi Antalya’da da polisle vatandaşı, özellikle de gençleri karşı karşıya getirmeye çalışan provokatörler var.

Marjinal guruplar kendiliğinden oluşan bu direniş ve eyleme gölge düşüren eylemler yapıyorlar.

Antalya Cumhuriyet Meydanı’nda gördük ki provokatörlere ekmek yok.

Özellikle yarının sahibi olan gençlerin çadırlarının bulunduğu bölümde her şey düzenli.

Çadırlı bölümün girişindeki alkolsüz ve küfürsüz bölge dikkat çekici.

Çabuk dolduruşa gelen bir yapıya sahibiz ulus olarak.

Nitekim yakın dostlarımdan bazıları, “Meydanda herkes alkol içiyor’ gibi bir dedikoduyu istemeden dillendiriyorlar.

Elbette kötü niyetli değiller.

Ama Taksim’de olduğu gibi Antalya’da da havayı bozmak, eylemleri sabote etmek isteyenler var.

CHP Antalya Milletvekili ve Akdeniz GERÇEK köşe yazarı Gürkut Acar, çok önemli bir noktaya parmak basmış.

Gürkut Acar, Başbakan Erdoğan’a ‘Taksim’deki müdahale sırasında polise Molotof kokteyli ve taş atan ve İngilizce aksanı ile konuşan kişiler kim’ diye sormuş..

Bu kişilerin polis tarafından korunduğu da ileri sürülüyor.

Antalya için de böyle bir tehlikenin yaşanabileceğini vurgulamak gerekli.

Eylemci gençlerin bu konuda uyanık olmaları gerektiğini söylemek gerekir diye düşünüyorum.

Gezi Parkı direnişinin fitili bir anlamda alkol yasağı ile ateşlendi.

Türk gençliği 10,5 yıldır ülkeyi yöneten AKP iktidarının yaşam tarzına müdahalesine daha fazla izin vermeyeceğini bu direniş ve eylemlerle ortaya koydu.

Üzerinde durmak istediğim nokta aslında alkol yasağı..

AKP’li Kayseri Kocasinan Belediyesi’nin 5 yıldızlı Hilton Oteli’ne yaptığı ‘alkol baskını’ hem ülke hem de Antalya açısından kaygı verici.

AKP’li belediye, Kayserili Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün imzaladığı alkol yasağının dünkü Resmi Gazete’de yayımlanması ile birlikte düğmeye bastı ve alkol ruhsatı olmasına rağmen Hilton’un içki servisi yapılan mekanını ‘İstasyon Caddesi’ne bakıyor’ gerekçesiyle zabıta marifetiyle mühürledi.

Kayseri’deki alkol baskınını ve verilmek istenen mesajı çok iyi okumak gerekli.

AKP iktidarı ülke yangın yerine dönerken eylemlerle verilen mesajı almak ve değerlendirmek yerine yangına benzin dökmeye devam ediyor.

Hükümetin uzlaşma gibi bir niyeti ve çabası olmadığı gibi, Kayseri’de Kocasinan Belediyesi’ni devreye sokarak halka rest çekiyor, meydan okuyor.

Alkol yasağı ile ilgili uygulama Antalya’da yakında devreye girebilir.

Şimdiye kadar ‘uysal çocuk’ rolünü iyi oynayan, bu nedenle de 10,5 yıldır AKP hükümetinden bol taviz alan turizm sektörünün tavrının ne olacağı merak konusu.

Gezi Parkı olaylarından etkilenmediklerini kasıla kasıla söyleyen Antalyalı turizmcilerin, alkol yasağı ile birlikte Antalya bir Arap kentine dönüştürülürse tavırlarının ne olacağı da şimdilik belirsiz.