Finikeli Eczacı Aslı Filiz’e Gezi Parkı eylemlerine destek için akşamları tencere tava çaldığı gerekçesiyle ceza yazılmış..

88 lira olan cezanın gerekçesi gürültü kaparak çevreyi rahatsız etmek..

Kabahatler Kanunu böyle emrediyor..

Aslı Filiz, bu cezaya avukatı aracılığıyla itiraz etti..

Filiz’in avukatı Atilla Sözbir, Finike Sulh Ceza Mahkemesi Hakimliği’ne verdiği itiraz dilekçesinde işlemin yasalara aykırı olduğunu vurguluyor..

Avukat Sözbir, tencere tava çalarak sesini duyurma eyleminin demokratik bir hak olduğunu da ifade ediyor.

İtiraz dilekçesinde, tencere tava çalma eyleminin basit bir gürültü olmadığı, ülke gündemini meşgul eden toplumsal bir hareketin parçası olduğu da belirtiliyor.

Avukat Atilla Sözbir’in itiraz dilekçesi bir anlamda hepimizin düşüncesini yansıtıyor..

Tencere tava çaldığı için gürültü cezasına çarptırılan Finikeli Eczacı Aslı Filiz’in yaşananlar karşısında suskun kalmayarak, mümkün olan en pasif, en zararsız şekilde kendisini ifade etmeye çalıştığı da vurgulanıyor.

Dilekçedeki şu ifadeler büyük önem taşıyor:

“ Yapılan işlemin amacı gürültüyü önlemek değil, Gezi Parkı eylemlerine katılanlar üzerinde baskı oluşturmaktır”

Bu ceza aslında hepimize tehdit oluşturuyor.

Çünkü Gezi Parkı eylemlerinin başladığı 31 Mayıs akşamı ile birlikte her akşam saat 21.00’da Antalyalılar tencere tava çalarak AKP iktidarına olan tepkilerini, yaşamın hemen hemen her alanına yöneltilen müdahalelere karşı olduklarını anlatmaya çalışıyorlar.

“Özelime girme’ mesajı öncelikle verilmek isteniyor..

“Beni dinleme, beni fişleme, beni izleme, özgürlük alanıma girme” anlamına geliyor bu eylemler..

Finikeli Eczacı Aslı Filiz’e tencere tava cezası verilmesinin ardında ise şikayet geliyor.

Neymiş efendim Filiz Hanım evinin balkonuna çıkıp tencere tavca çalına birileri rahatsız oluyormuş..

Bu rahatsızlık malum yerlere iletilmiş, onlar da vatandaşın şikayeti diye konuyu yargıya taşımışlar..

Cadı avının bir başak versiyonu bu..

Yani vatandaşı ‘ihbarcı’ konumuna sokuyorlar.

Bunu yaparken de Gezi Parkı eylemlerine katılanlarla birlikte AKP’ye karşı olanları da belirleme operasyonuna dönüştürüyorlar.

Bu tür uygulamalar ancak askeri darbe dönemlerinde olur..

1970 ve 1980 askeri darbeleri döneminde gölgesinden korkan kimi vatandaşlar da ihbarcı yapılmışlardı..

Hem mevcut yönetime yaranmak, hem de hoşlanmadıkları özellikle de komşularından kurtulmak adına ihbarcılığa soyunan çok sayıda kişi vardı o dönemlerde..

Şimdi de benzeri yöntemler devreye sokuluyor.

İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir,. Adana’da olduğu gibi Antalya’da da cadı avının başlatıldığına ilişkin uygulamaların yapıldığı söyleniyor.

Bu noktada herkes önlemini almalı..

Ama birileri ihbarcılığa soyundu diye de geri adım atmamalı..

Yıllarca sustuk, siyasi iktidar dilediği gibi at oynattı..

Yatak odamıza kadar müdahale etmeye kalkıştı..

Bizim için kutsal olan değerlere el uzatmaya başladı..

Toplumsal değişimi gerçekleştirerek düşünmeyen, konuşmayan, sorgulamayan tek tip bir toplum modeli yaratmaya çalıştı..

Bir akıl tutulmasıydı son dönemlerde yaşananlar.,.