Yeni yılın 90’ıncı dakikasında İstanbul’dan gelen üzücü haberle hepimizin yüreği yandı. Yeni yıla dair beslediğimiz güzel duyguları, kardeşlik, birlik ve beraberliğe olan inancımızı inatla yok etmek isteyen hainlerin ve işbirlikçilerin katkısıyla bir gece kulübünde eğlenen günahsız 39 kişi hayatını kaybetti, 65 kişi yaralandı…
Başımız sağ olsun elbette…
Ama bıktık, yorulduk…
Kalbimiz kaldırmıyor…
Yüreğimiz taşımıyor, bu kadar acıyı…
Ve en kötüsü de toplumsal birlik ve beraberlik vurgusu yapan, meydanlarda birlik çağrısı yapanların bilerek ya da bilmeyerek yaptığı kutuplaşma, kamplaşma…
Elbette ki terör dünyayı tehdit eden bir durum…
Ama memlekette Noel ile yılbaşı ayrımını yapmaktan aciz ya da bilerek ve isteyerek yapmayan kişi, kurum ve grupların sosyal medya ve sokaklarda yaptığı kirli çağrılara ne demeli…
Asılan pankartlar…
Yapılan eylemler…
Misal Aydın’da yapılan eylem…
Yılbaşı kutlamalarını ve Noel'in Türkiye'de kutlanmasını protesto eden efe kıyafetli kişiler, meydana getirdikleri Noel Baba'yı darp edip, zeybek oynadılar…
Bir de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Cuma hutbesi var…
Bu eyleme sebep olmuştur demiyoruz ama bu eylem ve söylemler yapılanları meşrulaştırıyor, toplumu kutuplaştırıyor…
Mümkün olduğunca konuştuğumuz dile, eylemlerimize dikkat etmeliyiz…
Hele ki yöneticiysek…
Ve lütfen bir zahmet her şeyde topu başkalarına atarak, başkalarını suçlayarak sıyrılmaya çalışmayın…
Evet, hiçbir yetkili bu olayların yaşanmasını istemez. Ama biraz sorumlu davranın. Hata, kusur kabul edin…
Daha fazla önlem, tedbir alın…
Yeter…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.