Yaşar Kemal, ta 1970'li yıllarda söylemişti Demirciler Çarşısı Cinayeti(1974) romanında, "O güzel insanlar, güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tunçuna, insanı piçine kaldık!.." diye.

--Sahiden ya. O günleri bile arar hale gelmek ne acı.

--Horasandan gelen Türkmen ailelerin oluşturdukları Ağa merkezli yerleşim, gelenek ve görenekler. Üretim ilişkilerinin değişmesi; köy ve kırsal tarım kesiminde de Feodal Sistemden, Kapitalist üretim tarzına geçilmesi, her türlü raconu bozmuştu.

--Jean-Jacques Rousseau'nun "Toplum Sözleşmesi" üzerine yazdığı, toplumların yazılı olmayan ama, o toplumda yaşayan herkesçe genel kabul gören bir sözleşmeden söz ettiği yapıtında; "ilk çit"in ekilmesi ile toplumda herkese ait olan mal, mülk, meyve ağaçları, toprak, su ne var ise, artık çiti çekenlerin olduğu, bunun da toplumu ayrıştırdığını ve o güzel ve huzurlu düzenin yok oluşunu anlattığı eserinde ki gibi bir dönemi daha yaşıyoruz.

--İnsanlığın var olduğu zamanlardan bu yana, insanların bir şeyler inandıkları, feodal düzen ile birlikte bunların artık din olmaya başladığı görülür. En azından, dünya nüfusunun yarısına yakını böyle düşünür. Öteki Allahın kulları için ne diyeyim ki!..

--Kapitalist sistem, 1900'lü yıllarda feodal devletleri parçalamış, yeni Ulus devletleri kurdurmuş ve ikinci dünya savaşı ile de, kendine açtığı yeni pazarlarda, Sosyalist Sistem ve Bloka karşı özgürlük, bolluk ve refahın savunucusu olmuştu.

--Kapitalizm deyince iki kere durmak gerek. Hani, Demirciler Çarşısı Cinayetinde, bir Ağayı yakalayan, onu çırıl çıplak soyarak aşağılayan ama öteki Ağanın da ölmemek için gözlerini kapadığı dramatik sahneler gibi raconlu dönemler yok artık.

--"Bırakınız yapsınlar, bırakınız etsinler" prensibi ile başlayan sistem, bize de "her mahalleye bir ağa" raconu ile girmişti.

--Kapitalizm, işi öylesine çığırından çıkardı ki, her şeyi kullanmak ve tüketmek üzerine, üstüne yok artık. Öyle ki, İtalyan devletinin kurulması için Niccolo Machiavelli'nin 1500'lü yıllarda yazdığı PRENS(1513) adlı yapıtında söz ettiği "başarı için her şey mübah" sözünü bile öylesine içselleştirdi ki, sistem her türlü yolsuz ve ahlaksız uygulamasına gerekçe saydı. Ki Machiavelli'nin böyle bir derdi ve amacı da yoktu, bunu da ifade etmemişti.

--Ama gün bu gün idi. Yani, Kaptalist Sistemin her konu, alan ve yerde tekelci aşamasına geçmesi. Aç kurtlar gibi doymayan bir hırs ile her şeyi kendi denetimi altına alma çabası.

--Uluslararası yardım kuruluşu Oxfam’ın 2017 verilerine göre dünyanın ‘en zengin’ kişi sayısının 8, 2018'de ise 61 olduğu; dünyanın yıllık küresel servetin yüzde 82’sinin, nüfusun sadece yüzde 1’lik kısmını oluşturan zenginlerde olduğu; bunun da dünya nüfusunun yüzde 50’lilik bölümünün varlıkları toplamı kadarının, ‘en zengin 42 kişi’de olduğu belirtilmiştir.

--Görüldüğü, dünya Globalleşecek, Anadolu’nun köyünden valizini alan Almanya, Amerika'ya gidecek derken, bizler kapı dışına bile çıkmazken, bunlar hepimizin donlarına göz diktiler. Farkında değil miyiz?

--Bütün bunlar, örgütlü ve bir hedefi olan sınıf ve zümrelerin başarı hikayesi. Elbette ki işbirlikçileri ve tetikçileri de "çanak yalayarak" bu kadar yoksulluk ve açlık ortamında karınlarını doyuracaklardır.

--"Zurnanın, zırt dediği yer" de burasıdır.

--Yok efendin Fazıl Say bir konser vermiş de, yok efendim Cumhurbaşkanı o konsere gelmiş de, yok efendim, Fazıl, Cumhurbaşkanının karşısında eğilmiş de. Falan filan. Ulan Fazıl'ı hayatta hiç gördünüz mü? ADAM KAMBUR. KAMBUR. Notre - Dame'in Kamburu değil ama Türkiye'nin kamburu.

--Bizim toplum, "EŞEĞİNİ DÖVEMEDİĞİ DURUMLARDA, SEMERİNİ DÖVMAYİ PEK SEVER" Kardeşim, sen seçtiğin siyasilerden, bu sistemin bozulmasına neden oldukları için "neden bu güne kadar göz yumdun" diye hesap sordun mu?. Yok.

--Peki SEN ne yaptın, yalakalık yaptın kardeşim, yalakalık. Üstelik Krala soytarılığa haydi eyvallah da, sen kralın soytarısına soytarılık yaptın. SOYTARI!..

--İyiler örgütsüz ve çaresiz, kötüler ise ağa babalarını verdikleri para-akıl ve olanaklar ile örgütlüler.

--Ama unutmayın, mazlumların ahı bu güne kadar hiç yerde kalmamıştır. Aheste aheste olarak çıksa da, hep çıkmıştır.

--İktidar olanaklarını kullanlar, ister iktidarın muktedirleri ya da muhalefetin muktedirleri. Sadece zamana oynasınız.

--Siz anımsamazsınız ama, biz size "Anan/baban çarık giyerdi, bunları unuttun mu?" diye bir türküden söz edelim. Üstünüze alınır iseniz. Yok alınmadınız mı?

--Eee, o zaman da, biz de sana, Bilgesu Erenus'un o ünlü dizelerini anımsatalım:

--"Nereye Payidar nereye

nereye payidar nereye?

Şefle iyi geçinsen de

bugun icin sevilsen de

çikmaz bu yolu bir yere

-------nereye Payidar nereye

-------nereye Payidar nereye

-------seninkiler direnişte

-------bir sen yoksun içlerinde

------çıkmaz bu yolu bir yere!.."

 

--Sahiden ya, böyle abuk bir yazıya , SİZ ne dersiniz ki!..

--İttir et ya, okuma; ne moka yaracak ki!..