--Yöneticileri CEO olduğu, bırakın altı
ayı, bir yıl gelecek on yılları bile planlayan bir Kapitalist sistem varken,
İdeolojiler ölmez, sadece herkese ve her keseye uygunları yaratılır.
--Eskiden büyük laf etmeyi seven, halkın da
uyuduğunu sanan siyasiler, "11.Eylülde silah sesleri ile yatarken,
Allahımıza bin şükür, 12.Eylülde sabahı huzur ile yatağımızdan kalktık"
diye başlarlardı söze. Evet, o sabah(12 Eylül) silah sesleri yoktu.
--Çünkü silahlar sahipleri tarafından o
gece toplamış; dönemin gençliğinin umutları, idealleri ve ideolojileri ile
birlikte Mamak, Diyarbakır, sonradan alelacele yetiştirilen Metris ceza-işkence
evlerine, işkence çığlıkları arasında; dönemin ABD'li yetkililerinin
"bizim çocuklar başardı" sevinç çığlıkları arasında gömülmüştü.
--Bu günden, o günlere bakılınca.......
--O günler, gencecik fidanlar
katlediliyordu. Tek tek seçilerek. Kimisi görmezlikten geliniyor, kimisi da
Devletin Resmi Yayın organlarından halkın nabzına uyacak şerbet şeklinde
veriliyordu. Ve halkımız da o gün bunu büyük bir iştah ile içiyordu, kuru
ekmeğine katık olarak.
--12.Eylül'de "ideolojik gençler"
biri birini öldürüyorlardı, "onların çocuklarının(our boy's) işlerinin
kıvama gelmesi için" .
--Ya bu gün. Bu gençler niçin ölüyorlar?
Doğumuz da, Güney Doğumuz da, Kara Denizimiz de? Büyük şehirlerin göbeklerinde!
--Ülkenin her şeyi talan edildi. Hoyratça,
hovardaca elden çıkartıldı. Satılıyormuş gibi teslim edildi, ağa babalarına.
---Sorundan, canı da yanan sensin be canım
fakir-fukara YURTTAŞIM. Soruna sebep de. Ne diyeyim ki.
--O gün de miting kürsülerinden kudretli
NETKİM paşamızın ağzından çıkan iki kelama kanıyor, alkışlıyordun; bu gün de
kasabının bıçağını yalayan dana gibisin.
--Ne diyeyim ki sana.
--İdeolojiler ölmedi. Sadece hakim
sınıflar, emperyalizm, kendine düşman fikir ve düşünceleri yaralamaya, tutsak
etmeye çalışıyor. Kendi çıkarını, demini üç gün daha sürdürmek için.
--Bunca yoksulluk ve sefaletine rağmen,
mevcut soygun düzeni ayakta ise, ELBETTE Kİ SENİN DE KATKI VE ALKIŞLARIN
SAYESİNDE be canım Yurttaşım
--31 Mart, 23 Haziran 2019 yerel de olsa
seçim sonuçları Erdoğan İktidarının bütün foyasını ortaya çıkarmış ve façası
çizilmiştir.
--Artık, hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.
Milyonlar yoksulluk ve açlık sınırı laflarını geçti; aç, aç anlıyor musunuz aç.
Milyonlar, artık o eski güzel günlerin hayalini bile kurumuyor artık.
--Bakın seslerin birer ikişer çıktığı sanal
ortamlara, (gazete ve tv'ler iktidar tarafından satın ve teslim alındığından
ses yok, görmezlikten geliniyor) artık herkes isyanlarda.
--Elbette ki kasabın bıçağını yalayan
binler, on binler var ama, eve ekmek götürmeyenlerin sesleri daha isyankar
çıkmaya başladı. Başlayacak da. Hele bir kış ayazlar bir gelsin, MART KARLARI
BİR YAĞMAYA BAŞLASIN!..
--Sorunlar ortada, önceden Devlet
olanakları ile Özel sektör, şeyhler, şıhlar, mollalar satın alınabiliyordu.
Artık devlet gibi olanakları da kalmadı.
--Son talan, dağlara, ormanlara saldırmaya
başladı.
--Son talanlar, sahilleri yakmaya başladı.
--Ama birleri ise hala kış uykusunda.
--Televizyonlar habire yemek programları
ile milletin karını doyurmaya çalışıyor. Artık kömür, makarna dağıtacak para
kaynakları kesildi. 23 Haziran yerel yönetim seçimleri, herkesin aklını başına
getirdi.
--Artık şimdi sıranın 2020'lerde ki olası
seçimlere geldiğini düşünüyorlar.
--Bu yaz güneyde tatiller nasıl geçti
bilemem ama bu güz ve kış pek çetin geçecek gibi.
--ARTIK HİÇ BİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLAMAYAK,
--Belki de, HER ŞEY GÜZEL OLACAK!..
--Çalışmaya ve bedel ödemeye var mısınız?
--Çünkü, Demokrasiye inanmayan bir iktidar,
demokratik yollardan iktidarı devretmez de, kaygım ondan!..