Bu günün iki Türkiye var. Birisi, Gazete ve TV'lerin Türkiye'si, diğeri ise, diğeri ise sokakların Türkiye'si.

Teknoloji sayesinde "Kes, kopyala, Yapıştır" yöntemleri ile yapılan haber/ yorum ve açıklarımı görüp, duyup, okuduğunuz için diyecek bir şeyim yok. Ama şu kadarını söyleyeyim, bu Türkiye ile, sokakların Türkiye'si çok farklı, bilesiniz.

--Ankara'da, Eskişehir'de, Afyon'da, Antalya'da, Muğla'da hatta en son dün akşam Marmaris sokakları ve 19 Mayıs Meydanında gördüklerim; bir de Diyarbakırlı, Bursalı arkadaşlarım ile konuştuktan sonra, her şeyin ne kadar da çok çabuk değiştiğini gördüm.

--Siyasi Partiler, sanki seçime havlu atmışlar gibi "kerhen" koştururlar iken, iki CB Adayı, tempoyu iyice yükseltmişler, bir maraton içindeler.

--Maddi, manevi, ekonomik, basın-yayın, yönetim erkinin gücü gibi her türlü sınırsız desteğe rağmen, taşlı yolda yürüyen yaşlı adamlar gibi Cumhur İttifakının adayı Sayın Erdoğan, eski performansını ve enerjisini yitirmiş görünüyor.

--Şimdilik CHP ve Halkın adayı olarak görünen Sayın Muharrem İnce'nin ise, kendine güven gelmiş, meydanlarda ve sokaklarda psikolojik üstünlüğü ele geçirmiş görünmektedir.

--Burada anlatmak istediğin seçimin kimin kazanacağı konusu değildir. O konuda çok etken var.

--Ama bir şey açık ki, şimdiye kadar Erdoğan'a, Ak Parti içinde, Cumhurbaşkanlığı yönetim biçimi içinde muhalefet eden siyasilerin içinde ilk defa Muharrem İnce, gelen her söze bir yanıt buluyor ve halkta oy alsın almasın ama, esprilerine bir karşılık buluyor.

-Oysa Erdoğan'ın küçümsemek, hafife almak amacı ile söylediği "BANA BAK MUHARREM!.." sözleri bile kendi kalesine, "YAHU SANA ÖRTÜLÜ ÖDENEK, DEVLET HAZİNESİ, DAHİL HERKES BAKIYOR" diyerek konuyu bam başka bir yöne çekebiliyor. İşin enteresan tarafı, bilip tanıdığım Ak Partili ve Erdoğan'ı sevenlerin bile bu İNCE "ti ye almalar" hoşlarına gidiyor. Bütün bu olanlar, 24 Haziran akşamına nasıl yansır bilemem ama, sokaklara bir güven gelmiş. Halk ilk defa kendisi gibi konuşan, düşünen birini bulmuş gibi.

--Gençler,

--Kadınlar,

--Çocuklar,

--İşsizler, geçinemeyenler hepsi karnından konuşma modunu geçmiş, gözleri ile konuşmaya başlamış.

--Eğer bu bir de sandıkta konuşmaya dönüşür ise, hele hele bir de Muharrem İnce 24 Haziran akşamı %30 dolayında bir oy toplar ise, TEMMUZ SICAĞININ sayın ERDOĞAN için çekilir hali kalmaz gibi.

--Hiç tanımadığınız insan, size bakarak, "İNŞALLAH BU SEFER OLACAK, HAYIRLISI" ile diye konuşmaya başlıyor ise seçim sonuçları elbette ki önemli, ama benim için asıl önemli olan, Muharrem İnce ile birlikte halkın da "PSİKOLOJİK ÜSTÜNLÜĞÜ" ELE GEÇİRMİŞ OLMASIDIR.

--Kim ne derse desin, Seçimi kim kazanır ise kazansın, Ak Parti ve Erdoğan İktidarı halka, sokağa "SARI ÖKÜZÜ KAPTIRMIŞ!.."

--Benim anımsadığım kadarı ile ilk defa bir Bayram, halkın bayram yapmasının sebebi olacak!..

--"Haziran da ölmek zor!.." diyenler, "ARTIK HİÇ BİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLAMAYACAK!.." diye şarkı, türkü söylemeye başlamışlar bile. Haberiniz olsun.

--Bu Temmuzlarda garip bir şeyler var. Her neden ve nasıl olduysa oldu, kazığı ve sopayı Halk yese, ölenler Halkın çocukları olsa da, 15 Temmuz 2016'dan sonra nasıl CB ERDOĞAN iktidarını sağlamlaştırdı ise, bu defa da, Halk artık 8 Temmuz'da, "HARMANDA DİRGEN YİYEN SIPA, Bİ DAHA GELİR Mİ SAPA!..*" özlü sözünü anımsamış gibi görünüyor!..

 

*Harman:; Biçilen ekin yığını

Dirgen:Ucu ince parmaklı metal, sağı ağaçtan çiftçi gereci

Sıpa: Eşeğin yaavrusu

Sap: Harman yapılan ekinin biçilmiş hali

 

Not:Gerçekten bu özlü sözü, benim açıklamadan sonra anlayan oldu ise, aynı memleket mi yaşıyoruz diye birlikte soralım mı ::)))