--Acılar, ölümler elbette ki herkesin içini yakıyor,
acıtıyor. Hele bu acı ve ölümler, çocuk cinsel saldırısı, istismarı ve sonrası
cinayet ise, neredeyse toplumsal travma olup çıkıyor.
--Son günlerin sosyal medya, gazete ve Tv'lerde en çok
konuşulan konu. Etkililer, yetkililer herkes konuşuyor ama, alçaklar pusuda bir
sonra ki saldırılarına kadar susup bekliyorlar.
--J.J Rousseau, Toplum Sözleşmesi adını verdiği
çalışmasında, 'insanoğlunun ilk ÇİT'i çevrilmesi ile başlayan özel mülkiyet
ile; toplum, bir sözleşme çerçevesinde bir arada durur. Bu sözleşme bir kere
bozulur ise, toplumun birliği bozulmaya başlar ve dağılır', diye anlatmaktadır.
--Evet, milletleri oluşturan toplumlardır.
Toplumlar/Topluluklar da bu dolaylı sözleşmeler ile bir arada bulunurlar.
--İnsanlığın evrimi, binlerce, milyonlarca yıllıktır. Bu
evrim sürecinin içinde yalınız maymundan, insana geçiş gibi basit ve komik bir
konuyu tartışır dururuz.
--Oysa insanlığın evrimi, toplumun değerlerinin oluşma
sürecidir.
--Bu süreç içinde, din, ahlak, her şey etkilidir.
--Peki bu süreç içinde hangi değeri ilk sıraya alır
toplumlar. Dini mi, Ahlakı mı, desek?
--Daha orucun bile, bu ülke de ilk nerede açıldığını
bilmeyen, İstanbul, Ankara'da sanan milyonları bırakın, kendini
"aydın" sananların bile ilk yanıtları din olacaktır. Elbette ki, din
önemli bir toplumsal olgudur ve binlerce yıldan bu yana insanların olmazsa,
olmazıdır.
--Günümüzde 7 buçuk milyara ulaşan İnsan nüfusunun 3
milyardan fazlası bizim bildiğimiz tek tanrılı dinlere, bir milyardan fazlası
da İslam dinine inanır.
--Bırakın Müslüman olmamalarını, tek tanrılı dinlere (hak
dini) inanmayanlarının sayısı bile , inanlardan daha fazladır. Tabi inan
sayısında da Ülke nüfusları baz alındığını söylesem, size yeterince soru da
çıkar.
--Konuyu dağıtmadan, peki bu kadar insanın yaşadığı
ülkeler içinde, BİZİM MÜSLÜMAN TÜRKİYE'de durum nedir?
--Baya gün görmüş birisi olarak, bu günlerdeki kadar
ÇOCUK İSTİSMARI ve CİNSEL TACİZ ÖLÜMLERİNİ anımsamıyorum. Sosyal medyanın çok
yoğun kullanılması, iletişim çağı gibi topu taca atacaklara ise, diğer ülkeler
acısından yanıt vereyim.
--2014 yılında, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısı ile
TBMM'de yapılan bir konuşmada (Manisa MV Sakine Öz) toplumda ki TACİZ, TECAVÜZ
ve ŞİDDET olayları baz alınmış ve 2004'den, 2014'e gelindiğinde artış tam 10
KAT olmuştur.
--Yani, toplumda Kadın ve çocuk cinsel saldırı ve
cinayetleri, herkesin vicdanını rahatsız eder hal almıştır.
--ÇÖZÜM. Elbette ki siyasilerin HAMASET kokan içeriksiz
konuşmaları ve hepimizin biri birimiz ile yarışan SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARI
değil.
--Bu konuda bir çok yaklaşım öne çıkıyor.
--İlki eğitim, din, ahlak, İDAM diyenden tutun da
şeylerini keselim diyenlere kadar.
--İyi de be mübarek, bütün bunları yapan bir kişi değil
ki. Toplumun hepsini mi idam edip, hepsinin şeyini mi keseceksin.
--O yüzden akıllı ve mantıklı olmak zorundayız.
--Konu geliyor Ahlak ve Dine dayanıyor.
--Biz her şeyi dinin içine katmaya pek hevesli
olduğumuzdan, ahlakı da dinin bir ögesi sayarız. Oysa, dinli-dinsiz tüm
toplumların da bir ahlakı vardır. Ayrıca, hiç bir din kitabında ahlak'da
tanımlanmamıştır.
--iyi insan olmak, Allah'ın iyi kulu olmak her zaman
'ahlaklı olmak' olmadığını çevrenize bakar iseniz daha iyi görürsünüz. Bunu da
İLAHİYATÇILARIN yada diyanet işleri başkanlığının SORGULAMASI VE ÇÖZÜM üretmesi
gerekmektedir.
--AHLAK'ı:
--TDK: AHLAK: Bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda
oldukları davranış biçimleri ve kuralları, aktöre, sağtöre.
-DİYANET:insanın kendisi dâhil, varlıkla ve insanlarla
ilişkilerin de nasıl davranması ya da davranmaması gerektiğini gösteren değer
yargıları bütünüdür. diye tanımlamaktadır.
--DİN ise:
--TDK:. İnanılıp çok bağlanılan düşünce, inanç veya ülkü,
kült.
--DİYANET: Din kelimesi sözlükte âdet, hüküm, ceza ve
itaat gibi manalara gelir. Kur'an-ı Kerim'de din kelimesinin sözlük anlamında
kullanıldığı âyet-i kerimeler. olarak tanımlanır.
--Dolayısı ile Ahlak, toplumsal bir olaydır.
--Toplumun ahlaklı ve iyi dindarlar olması başka başka
konulardır. Ama, dindar insanların hepsinin iyi ahlaklı olduğunun yanıtını da
isterseniz siz verin.
--Dolayısı ile, toplumun iyi eğitilmesi, yapısının
korunması çok önemlidir.
--Bir üniversite, bu konuyu araştırmayı düşünür mü acaba?
--Bu tür cinsel saldırlar toplumun hangi kesimlerinde
yoğunluktadır? Bu kesimlerin sosyolojik serüveni nedir. Ucuz işi gücü
yaratacağız diye, alt yapıları hazırlanmadan, sadece politik çıkarlar için
KÖYDEN/KASABADAN, KENTE GÖÇÜN bu olaylar ile ilişkisi, ilintisi nedir?
--Abuk subuk, cehaletin zırvasını zorlayan hoca kılıklı
adamcıkların açıklamalarına iki laf ederek olayları geçiştirebilir miyiz?
--Ölüm, acı elbette ki herkesin içini yakıyor, acıtıyor.
Hele bu acı ve ölümler, çocuk cinsel saldırısı ve sonrası cinayet ise,
neredeyse toplumsal travma olup çıkıyor. Toplumsal sorunlara çözüm bulmak,
Devletin kurumlarının işidir
--Bana da "vay EŞEK SIPALARI vay" demekten (?)
öteye bir şey düşmez.
--Anlayana, sivri sinek saz, anlamayana ne desek az!..