15 Temmuz kalkışması ile gerçek yüzü ortaya çıkan FETÖ’nün ülkeye verdiği zararı saymakla bitmez..

Fethullahçılar, Türkiye’de hemen her koruma tamiri olanaksız zararlar verdi.

En büyük darbeyi ile yargı sistemi yedi.

FETÖ’nün adaleti yok ederek, yargıyı çökerterek amacına ulaşmasına ramak kalmıştı.

Çünkü vatandaş olarak gideceğimiz son kapı adalet..

Eğer adalet kapısı kapanırsa, adalet emirle karar verir bir duruma düşerse adalet askıya alınmış, ülkenin tüm kurumları bitmiş, devlet çökmüş olurdu..

Öylesine nüfuz etmişti ti FETÖ, Bylock sisteminin çözümü ile birlikte 5 bini aşkın FETÖ’cü hakim ve savcı meslekten atıldı, hala da yargıdaki FETÖ temizliği bitmiş değil..

Kuşku yok ki  FETÖ/PDY operasyonları devam edecek..

Temizlik ne kadar sürecek, bu şer örgütünü devletten arındırmak kolay olacak mı bunu hep birlikte göreceğiz..

Türkiye, FETÖ belasından kurtulmaya çabalıyor, ama insanların dini inançları üzerinden yapılanan, sempatizanları sürekli artan cemaat, vakıf ve dernek gibi isimlerle anılan oluşumlar birlik ve dirliğimizi, en önemlisi Cumhuriyet ve kurumlarını tehdit etmeye devam edecek.

FETÖ ile mücadele devam ediyor ama bazı tarikat ve cemaatlere kol kanat geriliyor, onların devlette yapılanmalarına göz yumuluyor, hatta destek veriliyor..

Örnek mi devlet kurumlarına iyice yerleştiği söylenen Menzil tarikatı..

İçişleri, Adalet ve Sağlık bakanlıklarının menzil tarikatının elinde olduğuna yönelik iddialar her geçen gün artıyor.

Bakınız CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, ne diyor :

“Şu anda İçişleri, Adalet, Sağlık Bakanlıkları Menzil tarikatının elinde. Emniyet mensupları tayin terfi alabilmek için Menzil'den referans alıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Devlet böyle cemaat kültürüyle idare edilemez. Sizin referansınız liyakat olacak. Liyakatın olmadığı ülkede kayırmacılık vardır, eşitlik olmaz, hukuk devleti olmaz, insan hakları olmaz"

Tanal’ın bu iddiasını kimse yalanlamadı, tersine iktidar partisi AKP içinde de Menzil Tarikatı’ndan rahatsızlık duyanların olduğu yazıldı, söylendi..

Türkiye’nin tarikat ve cemaat haritasına göre, Türkiye’nin yaygın tarikat ve cemaati olan Menzilciler ve  Süleymancılar ile birlikte , İsmailağa, Kadiri Muhammediye, Halveti, Hizb-ut Tahrir, Galibiler, İcmalciler, Nurcu Kırkıncı Hoca, Cerrahiler, Uşşakiler, Tillocular, Hazneviler, Nakşibendi Yahyalı, Işıkçılar,  Gülen Cemaati ve Nurcular, İskenderpaşa, Melamiler, Erenköy adıyla bilinen cemaat ve tarikatlar faaliyet gösteriyor..

Hemen hepsinin müritleri var, bağlı oldukları cemaat, tarikat ya da oluşum için her türlü görevi yapmaya hazır bu müritler..

İstanbul’da İsmailağa Camisi’ndeki yaşanan linç olayı bunun en bariz örneklerinden birisi..

Adana’nın Alacadağ İlçesi’nde 10’u öğrenci, 1’i yurt müdürünün kızı 12 kişinin yaşamını yitirdiği Süleymancılar Cemaati’ne ait kız yurdu faciası hepimizin yüreklerini dağlamıştı.

Süleymancılar Cemaati’nin en etkili olduğu yer Antalya’nın Alanya İlçesi, cemaatin merkezinin de Alanya olduğu biliniyor..

Alanya’da Süleymancılara ait yurtta lise 1’ci sınıf öğrencisi İsmail Kerem Topal, merdivenden düşüp yaralandıktan sonra kaldırıldığı hastanede 5 gün sonra ölmüştü..

Acılı anne Emine İnci’nin bir hafiye gibi çalışıp elde ettiği 17 saniyelik kamera görüntüsünde oğlu İsmail’in bir başka öğrenci tarafından dövüldükten sonra elektrik süpürgesinin kablosuna takılarak sendeleyip merdivenden düştüğü görülüyordu.

Olayın en çarpıcı yönü ise liseli İsmail, dövülürken, bir öğretmenin olaya müdahale etmeyip, talihsiz çocuğun öldüresiye dövülmesine seyirci kalmasıydı.

“Çocuğumu döverek öldürmüşler’ diyen acılı anne Emine İnci’nin şu sözleri cemaat, tarikat ve benzeri kuruluşlara ait yurtların içler acısı durumunu ortaya koyması açısından önemli :

 "Yurt görevlileri bize yardımcı olacaklarını söylemesine rağmen olayı örtbas etmeye kalktılar. Çocuğumun düşerek öldüğünü, ne isterlerse yapacaklarını ve her konuda yardımcı olacaklarını söylediler ama görüntülerde yurt görevlisinin ihmali olduğunu söylemediler. Hala söylüyorum; iki çocuk kavga edebilir ama ben bugün yurt görevlilerinden, çocuğun ailesinden, çocuktan, hepsinden şikayetçiyim. Buraya evladımı dayak yiyip öldürülsün diye göndermedim”

İnsanlar çocuklarını maddi yetersizlik nedeniyle bu yurtlara gönderiyor.

FETÖ örneğinde olduğu gibi ya birer vatan haini oluyorlar, ya da ihmallerin sonucu can veriyorlar..

Sözün sözü FETÖ’den kurtulmak isterken, meydan daha da beterleri tarikat ve cemaatlere kalıyor..