Siyasetin "s" ile ortaokul-lise yıllarında
tanışmıştım. Her şeyin siyaset ile ilgisinin olduğu, yaşamın siyasi tercihler
ile yönlendirilip yaşanacağı ve güzel olacağı bilinci verilmişti.
--Ve yaşamımızı da ona göre bir etik içinde yaşadık.
--İlk olarak bu ülkenin yurttaşı idik ve bu da bir
sorumluluk gerektiriyordu, o sorumluluğu da sonuna kadar yerine getirdik.
--itilip kakılmayı öğrendik.
--Sonra, cop, dipçik ile tanıştık.
--İhbarlar ile yaz sıcaklarında cezaevleri günlerimiz
oldu.
--Ama ilkelerimiz ve inancımız vardı. Bu ülkenin güzel
günlerine inanıyor ve buna da katkı koymayı düşlüyorduk.
--Okur iken, çalışır iken, askerde her yerde hep
sorumluluk bizde idi. Dayımız yoktu, başaracağımız her şey için çok ama çok
emek harcamak zorundaydık.
--Her şeyi de gereği gibi yaptık, yaşamayı ve başarmayı
başardık.
--Oh be artık siyasi olarak her şeyi düzelebileceğiz
derken, bir de baktık ki siyasette bozulmuş.
--Meğerse bozulma bir süreç imiş.
--İnsanın mayası ne zaman bozulmuş diye baktım, çok ama
çok eskilere gidiyor.
--Keşke evrimleşmeseydik. Keşke keşke çevreyi, doğayı
bozmasaydık.
--Ama yapacak bir şey yokmuş.
--Her çevrenin bir ekolojik dengesi, bir yaşama sınırı
varmış. Savaşlar, fetihler, göçler; acı ama gerçek olarak hep insanın,
insanlığın yeni gereksinimleri içinmiş.
--Ata sporumuz güreşi bile Orta Asya steplerinden
getirmişiz ama "er meydanı" denilen meydanlarda, şerlere kurban
etmişiz.
--Yiğitlik, yürek, bilek isterken, bir de baktık ki, onun
bunun adamlığına kalmış, yiğitlik.
--Anladım ki 16 YY'da yaşayan Köroğlu'nun dediği gibi,
meğer "Tüfek icat olunca, mertlik bozulmuş".
--Oktay Akbal bile "önce ekmeklerin
bozulduğunu" 1940'larda fark etmiş.
--M.Ö 200'lerde yaşayan Kartaca Komutanı Hannibal ise
Kuzey Afrika'dan çıkıp Alpleri fetih etmeye kalkınca, filleri ile sıkıştığı
dağlarda, "çıkış yok" diyen komutanlarına, "ya bir yol
bulacağız, ya bir yol yapacağız" diyeli, iki bin yılı aşkın bir zaman olsa
da, artık insan ve insanlık bambaşka bir şey olmuş çıkmış..
--İnsan, birey oluyorum, gelişiyorum derken bireysel
olmuş çıkıvermiş; Kişi oluyorum derken bozulmuş, kişiliksiz oluvermiş çıkmış.
--Atatürk'ün "ULUSLAŞMA" projesi, bu
toprakların insanını bir potada toplamaya çalışsa da, 12 Eylül 1980, her şey
gibi bu Ülkenin ekonomisini ve insanını bozmuştur.
--İdeolojiler "tu kaka" yapılmış, ekonomide ve
kalkınmada planlı dönemler ile dalga geçilmiştir.
--2000'lerde, MİLENYUM çağına gelince, her şey çığırından
çıkmış ve KURALSIZLIK KURAL olmuştur.
--Kapitalizmin o ünlü kuralı ülkemizde de uygulamaya
konulmuş ve teşvik edilip, "BIRAKINIZ YAPSINLAR, BIRAKINIZ ETSİNLER"
felsefesi günlük yaşamın bir parçası haline gelmiştir.
--Eskiden şeriat bir ekmek bile çalanın kolunu keserken,
günün şeriatı, komisyonunu verir isen masumiyet fetvası bile veriyor olmuş.
--En dik adamlar sol, demokratlar iken, Yaşar Kemalin
dediği gibi "“O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittikten sonra,
bizler de Demirin tuncuna, insanın piçine kalmışız” da yeni yeni haberimiz
oluyor.
--Demokrat olmak, bir nitelik ister. Bedel ödemeye
gönüllülük ister. Demokratlar, alınıp satılmaz, eğilip bükülmezler. DOĞRU,
DOSDOĞRU VE DİMDİKTİRLER. Ama artık, onlarda düzene ayak uydurup, sistemden
beslenmeyi yeğler olmuşlar, adamının adamı, madamının madamı olup, onların
tetikçiliğini yapar olmuşlar.
--Bir avuç dürüst, alınıp satılmayan Aydın ise, kendi
emeği ile üretmeye ve ONURLU yaşamaya ÇALIŞMAKTADIR.
--Bir ülkende her şey bozulur, her şey bu kadar mı
değişebilir Allah aşkına.
--Gidilecek başka yer, onurlu yaşanacak başka toprak
parçası yoktur. Kirlenmemiş aydınlara olan umdum her zaman filiz vermektedir.
Adamların adamları görmezlikten gelse de, duymazlıktan gelse de, Onurlu yaşamak
sanattır, yaşamaktır.
--Hatta iki kelam küfür sallamak bile bir erdem ister.
--Günümüzde "ONUR, BİR KADEH VİSKİ/RAKI BİLE ETMESE
DE", onurlu yaşamak, onun bunun adamı olmadan yaşamak bir matahtır. Hatta
o kadar matahtır ki, Can Babanın (Yücel) söylediği dışında derdinizi
anlatamazsınız.
--"Bana şiirlerinde küfür etme diyorlar, usulsüz.
Lan bu kadar o... çocuğunu nasıl anlatayım küfürsüz."