Soru: Her şey Türk halkı için ne zaman çok güzel olacak?

 

Cevap: Hiçbir zaman! Bu konuda kimse en küçük bir iyimserliğe kapılmamalı...Çünkü ne yazık ki çok zaman kaybettik...Başka uluslar Ay'da ve Mars'ta  yerleşimler, koloniler, şehirler kurduğu yıllarda bile bizim gibi ülkelerde yaşayanlar için ne yazık ki her şey çok güzel olmayacak! 

 

Soru: Yurt içinden yurt dışına beyin göçü devam edecek mi?

 

Cevap: Devam edecek hem de hız kazanarak...Kendini geliştirmeyi başarmış insanlar güzel bir hayat sürmek istiyor...Bunu doğdukları, yaşadıkları ülkede, kentte, kasabada yapamıyorlarsa göç ederler, yurt dışına giderler ve de gidecekler...

 

Soru: Halkımız kaybettiği yıllarını telafi edebilir mi?

 

Cevap: İnsan ömrünün sınırları var...Bizim halkımız ne yazık ki çok zaman kaybetti...Almanya'ya 1961'den itibaren işçi olarak gönderdiğimiz insanların ekonomik durumlarına bakıldığında halkımız çalışkandır, tutumludur, beceriklidir, yeteneklidir, işe yarardır...Çok uzun vadede kaybettiğimiz yılları telafi etmemiz olasılık dahilindedir...Ancak siyasetçilerimizin marifetleri sonucunda birkaç kuşak ne yazık ki kayıp kuşak niteliğini kazandı...

 

Soru: Şu an en önemli eksiklerimiz nelerdir?

 

Cevap: Kanunlar önünde her vatandaş eşit değil...Hukuk devleti en büyük eksiklerden biri...Partizan uygulamalar çok can yakıyor...3.000.000+ gencimizin vasıfsız, mesleksiz olması da ülke kalkınması için en büyük engel...Bu rakam belki de çok iyimser bir rakamdır...

 

Soru: Siyasetçilerimizin en büyük hatası nedir?

 

Cevap : Zenginleri daha da zengin etmek için çok kararlı olmaları...Yoksulları yoksulluktan kurtarmak için asla çaba harcamamaları...

 

Soru: Emekçiler haklarını kazanmak için ne yapmalı?

 

Cevap: Suffragette (2015) filminde İngiliz kadınların 1928'de oy kullanma hakkını elde etmeden önceki yıllarda (1912'den sonraki 16 yıl boyunca) verdiği göz yaşartan mücadele konu edilir...Bu hakkı elde etmek için İngiliz kadınlar adeta isyan etti, isyan çıkardı, ,itiraz etti aralarından bazıları bu mücadelede hayatını kaybetti...Hak verilmez alınır...

 

Türkiye'de insan ve işçi hakları konusundaki en özgürlükçü anayasa olan 1961 anayasasını elde edebilmek ya da hak etmek için ne yazık ki halk kitleleri herhangi bir mücadele vermemiştir...Dönemin seçkin siyasetçileri, bürokratları, aydınları, komutanları Jakoben tarzda bir uygulamayla bu anayasayı halka armağan etmiştir...O nedenle de halkın mücadele ederek kazanmadığı bu özgürlükçü anayasa uzun ömürlü ve kalıcı olamamış, ne yazık ki yürürlükten kaldırılmıştır...Sonuçta bu ülkede yaşayan ve zengin, varlıklı olmayan her vatandaş çok şey kaybetmiştir...

 

Soru: Önümüzdeki ilk seçimde 3.500.000+ Gezi İtirazcısı, 21.500.000+ kiracı, 14.000.000+ emekli, 6.000.000+ ilk kez oy kullanacak genç, 22.000.000+ sosyal yardımı alamasa hayatta kalamayacak olan kişi, DİSK'in verdiği rakamla geniş tanımlı 8.400.000 işsiz ,yaklaşık 5.000.000 EYT yasası mağduru, 6.000.000+ Kürt ne yapmalıdır?

 

Cevap: Kendilerini yok sayanlara, onlara cehennem hayatı yaşatan siyasetçilere, unutulmaz bir ders vermelidir!

 

Soru: Önümüzdeki dönemde mutlaka değişmesi gereken en önemli şey nedir?

 

Cevap: Bakırköy 15. Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği yakın tarihli bir kararın gerekçesinde şöyle denildi: " Anayasa değişikliğinden önce Cumhurbaşkanı sorumsuz ve etkisiz bir konumdaydı ancak anayasa değişikliğinden sonra Cumhurbaşkanlığı makamı sorumsuz olmakla birlikte ülkenin iç ve dış siyasetine, kişilerin yaşam biçimine doğrudan etki eden bir kurum haline dönüşmüştür. Verdiği olumlu ya da olumsuz kararlarla ülkemizin de ülkemizde yaşayan kişilerin yaşam şeklini belirlemektedir"

 

İşte bu durum değişmelidir...