Yanılmıyorsam 2002-2003 sezonuydu Antalyaspor, şimdi
olduğu gibi ciddi bir ekonomik kriz yaşıyordu.
Aynı zamanda dönemin Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı
olan Kulüp Başkanı CHP’li Bekir Kumbul
ve belediye bürokratlarının ağırlıklı olduğu Antalyaspor Yönetim Kurulu üyeleri, kulübü ayakta tutmak için
olanakları ölçüsünde çaba gösteriyorlardı..
Takımın o dönem Spor-Toto
ve benzeri gelirleri temlikli olduğu gibi, maçlarını AKP’li Menderes Türel döneminde yıkılan Atatürk Stadyumu’nda oynayan Antalyaspor’un tribün gelirleri de
ipotek altındaydı.
Anımsıyorum da kırmızı beyazlı takımdan olan alacakları
için maç hasılatlarına mahkeme kararıyla el koyduran kimi kişi ve kuruluşlar,
Atatürk Stadyumu’nun gişelerine adamlarını yerleştiriyor, satılan bilet
paralarına anında el koyuyorlardı..
Ben futbolda öyle
renk aşkı, doğuştan taraftarım gibi söylemlere inanmam..
Profesyonel futbolcu, ekmeğini ayaklarıyla kazandığı için
alacağını bilir..
Ödemeler zamanında yapılmaz ise gönülsüz oynar, sıkça
sakatlanır, form tutmakta sıkıntı yaşar, psikolojisi bozulur..
O dönemde Antalyaspor’da bu sıkıntıların tamamı
yaşanıyordu..
Çünkü takımın uçan
kuşa borcu vardı.
Bir önceki yönetim eskilerin deyimiyle enkaz bırakmıştı.
Takımın bir liraya dahi ihtiyacı vardı.
Bırakın oyuncuların transfer, maaş ve prim alacaklarını, Antalyaspor Hasan Subaşı Tesisleri’nin
ısınma, aydınlatma, temizlik gibi giderlerini karşılamakta zorluk yaşanıyordu.
En önemlisi de
tesislerin mutfağı tıpkı kasası gibi tamtakır bir durumdaydı.
Takımın deplasman giderlerini bile yöneticiler aralarında
para toplayarak karşılamaya çalışıyorlardı.
İşte ekonomik
sıkıntının dayanılmaz noktaya geldiği süreçte oyuncular kazan kaldırdı..
Alacaklarının ödenmemesi halinde maça çıkmayacaklarını
söylediler, antrenmanlara katılmadılar..
Ve o yıllarda Türkiye Birinci Ligi’nde mücadele
eden Antalyaspor’un tarihinde en talihsiz olay yaşandı, Antalyasporlu
futbolcular ekonomik krizi protesto etmek için maça siyah forma ile çıktılar..
Siyah forma Antalyaspor’un tarihinde ‘siyahlı maç’ olarak yerini aldı..
Dileriz bir daha böyle olaylar yaşanmaz ama
Antalyaspor’da tehlike çanları çalıyor..
Aslında kırmızı beyazlı takımın bu duruma düşmesi sürpriz
değil..
Antalyaspor,
ayağını yorganına göre uzatmadı.
Süper Lig’i beşinci sırada tamamlayıp, Avrupa Kupası’nın kapısından dönülmenin
verdiği cesaretle pahalı ve futbol
hayatlarının sonuna gelmiş, sıkça sakatlanan, kaprisli, parasını zamanında
almayınca yönetimi ve hocaya rest çeken oyuncuları transfer etti..
Doyuma ulaşmış yıldızlar, takıma uyan sağlayamadıkları
gibi, transfer ücretlerinde uçurum yerlileri de ekledi..
Antalyaspor’a son dönemi hariç Samuel Eto’o
dışında adam gibi hizmet edeni çıkmadı onların..
Sürekli sorun yarattılar, takımda huzursuzluk çıkardılar,
sonuçta Antalyaspor geçen sezon şans eseri ligden düşmedi.
Takımda ekonomik kriz var ve Kulüp Başkanı Cihan Bulut, ‘Bu yıl Antalyaspor için feda yılı olmalı’
diyor.
Feda çağrısı elbette öncelikle futbolcular için..
Antalyaspor’un şu anda bulunduğu nokta itibariyle
transfer yapması olanaksız.
Antalyaspor Başkanı Cihan Bulut, feda
derken, eski başkanlardan Gültekin
Gencer, dün çarpıcı açıklamalar yaptı.
Gencer’e göre Antalyaspor, kulüpten nemalanan insanlar
nedeniyle zor günler geçiriyor ve o kişiler Antalyaspor’dan gitmesi gerek.
Mademki Gültekin Gencer bunları söyledi, kamuoyuna
Antalyaspor’dan kimlerin nemalandığını da açıklamalı.
Yani kafalarda soru işaretleri kalmamalı..
Yeni sezona sayılı günler varken Antalyaspor’un yaşadığı
sıkıntılar, tehlike çanlarının erkenden çalması anlamına da geliyor ki çok
ürkütücü bir durum...