“Büyükşehir Belediyesi geçen dönemin bütün faaliyetlerini kalem kalem kamuoyuna açıklamalıdır. Ört bas etmek ya da üstün körü açıklamalar karşı tarafın elini güçlendirmekte, arsızca açıklamalar yayınlamasına zemin oluşturmaktadır”

Bu çarpıcı görüşlerin sahibi Antalya Halkevleri…

Kamuoyunun dikkatinden kaçan, ya da dikkatini çekmeyecek açıklamalar ile unutulma sürecine giren bir konuyu gözler önüne seriyor Antalya Halkevleri.

Haksız da değiller..

Antalya’da  bebeklerin bile 2.558 TL borçla dünyaya gözlerini açtıkları bir süreci yaşıyoruz..

Şurası yadsınamaz bir gerçek ki AKP’li Türel yönetimi, CHP’li Böcek yönetimine kolay kolay altından kalkılamayacak 6 milyarı aşkın borcun dışında, Antalya’nın öncelikleri arasında bulunmayan, ‘çılgın-vizyon’ böbürlenmelerine neden olan uçuk kaçık projeler bıraktı..

Görünen o ki pek çok vatandaş gibi Antalya Halkevleri de Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in 100 hizmet gününde eski yönetimden kalan borçlarla ilgili açıklamalarından tatmin olmamış..

Açıklamada, eski Başkan Türel’in çılgınlıklarından, üstünde yatlar yerine çamur ve yosunların gezdiği Boğaçayı Projesi’ne harcanan para ile neler yapılabileceğini ilişkin şu önemli veriler sıralanıyor :

 “Boğaçayı projesi için harcanan 131 milyon TL ile 130 Belediye otobüsü alınabilir, 10 Km Tramvay Hattı yapılabilir, 5 bin 500 öğrenciye 4 Yıl boyunca, 500 Lira burs verilebilir ya da 2 bin 750 kişilik Öğrenci Yurdu, 250 Kreş ve Çocuk Bakım Merkezi açılabilirdi”

Boğaçayı Projesi, Antalya’nın parasının nasıl çarçur edildiğinin en net örneklerinden birisi..

Bugün tabanı çamur, yüzeyi yosun ve sinekle kaplı olan bu çılgınlık için CHP’li Böcek yönetimi temizlenmesi için kafa yoruyor, AKP’li yönetimin uyarılarına kulak asmadığı bilim adamlarıyla seri toplantılar düzenleyerek, Antalya’nın başına bela olan Boğaçayı bataklığı ile nasıl baş edilmesi gerektiğini belirlemeye çalışıyor.

Bilindiği üzere 31 Mart yerel seçimlerinden sonra seçimi kaybeden AKP’li belediyelere

 özgü, israf, yolsuzluk, yandaş kayırma, kamuyu zarara uğratma  gibi konular gündemi oluşturuyor.

Antalya Halkevleri de bu konuya değinerek,”Bu olaylardan hangileri Antalya’da yaşanmıştır ?” sorusunu yöneltiyor.

“Halkımız 31 Mart yerel seçimlerinde baskının, adaletsizliğin karşısında adalet talebini bir kez daha gösterdi. Ülkemizin ve kentlerimizin yağma, talan politikalarıyla yönetilmesine iktidara ve yandaşlarına peşkeş çekilmesine hayır dedi” ifadelerine yer verilen açıklamada, daha sonra şu görüşler yer alıyor:

“Bundan sonrası için ülkemizde yaşayan her yurttaşın yeni seçilen yerel yönetimlerden beklentisi ve talebi ise açıktır. Bu, halkçı, demokratik bir yerel yönetim biçiminin; sermayeyi ve kendi çıkar ağlarını deği, emeği ve halkın haklarını koruyan politikaların hayata geçirilmesidir. Kazanılan belediyelerde bu anlayışla hareket edilmediğinde kazanımların kalıcı hale gelmeyeceği açıktır”

Antalya Halkevleri, bu yazılı açıklaması ile Antalya sevdalılarının hislerine tercüman oluyor..

AKP’li yönetimden kalan borç,eski Başkan Türel, tersini iddia etse de ödenmesi pek de kolay olmayan bir borç..

Her ay 10 milyon açık veren Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin bu borcun altıdan kalkması da elbette çok güç..

Antalya halkı, Antalya kamuoyu gerçeği bilmeli..

Büyükşehir yönetimi, AKP’li yönetimin bıraktığı borcu Antalya Kamuoyuna duyurmalı..

Sadece medya aracılığıyla bunu yapmak çok da verimli olmayabilir..

Bunun için de belediye kentin pek çok yerinde bulunan reklam araçlarını kullanmalı..

Bez afiş ve benzeri materyallerle ne kadar borç kaldı, niçin kaldı, vadeleri nedir, borçlara karşılık belediyenin hangi gelirleri ipotek edildi bunu da kalem kalem açıklamalıdır..

Başkan Böcek, “Borç edebiyatı yapmayacağım” diyor ama alacaklılar kapıyı aşındırmaya başladı bile..

Bundan sonraki süreçte neler olacak bekleyip göreceğiz..