Tarihi süreçler içinde, Yönetim, Seçim ve Kazanma süreçlerine bakınca, çok dramatik bir sonuç ortaya çıkar. İşte halkın umudu ya da kızgınlığı da burada başlar ve bir dram ile sona erer!..

--En önce YÖNETİM nedir? Sorusunu sormak gerekir ki, ardından Yerel Yönetimi analiz edelim.

--YÖNETİM:"Yönetim, insanların tek başlarına gerçekleştiremeyecekleri amaçlara ulaşabilmek için, başkalarına iş gördürme, başkaları aracılığı ile iş başarma ve amaçlara ulaşmadır. Yönetici, işleri bizzat yapan değil, yapılması gereken işleri planlayan, örgütleyen, koordine eden ve denetleyen kişidir. Yönetici, kurumsal amaçlara ulaşmak ve işlerin yapılmasını sağlamak amacıyla işveren(seçmen) tarafından atanan vekildir. İşveren kurumun sermayesini (bina, araç, gereç, çalışanların maaşlarının ve kurum giderlerinin ödenmesi vb) sağlayan kişi, kurum (vakıf, sendika, dernek, ortak teşebbüs vb) ya da devlet olabilir. Yönetici aldığı her kararda, yaptığı her işte, kar ve riski işverene ait olmak üzere, kurumu amaçlarına ulaştırmak için kendisine tahsis edilen kurumsal kaynakları (insan, para, araç, gereç) kullanma yetkisine sahiptir.

---Yönetim bir ekip oyunudur, kurum yöneticinin oyun alanıdır. Yönetici işlerin yapılışıyla ilgili oyunun kurallarını belirler (yönetsel sistemi tasarlar) ve oyunun, koyduğu kurallara göre oynanmasını sağlarlar. Bu nedenle yöneticinin başarısı, kurumsal amaçlara ulaşma derecesiyle ölçülür ve aslında çalışanların başarısı, yöneticinin başarısıdır.

----Yönetim, çok soyut bir durumdur. Soyut olan bu durumu bir takım araçlarla (organizasyon yapısı, görev, yetki ve sorumluluklar, performans değerlendirme, kariyer yönetimi, veri toplama, iş yükünün ölçümü, hizmetin kalitesi, etkinlik, verimlilik, maliyet analizleri gibi çeşitli analizlerle verileri enformasyona çevirme ve hizmeti geliştirme) gözle görülür hale getirmek gerekir. Çünkü 'ölçmediğimiz ve izlemediğimiz bir şeyi yönetemeyiz' ”diyor Prof.Dr.Dilek EKİCİ Hocam.

--Peki, YEREL YÖNETİM NE?. Bu süreçlerin yerelde uygulanmasıdır.

--Belki de, YÖNETİM ve DEMOKRASİ oyunun en dramatik sahnesi, yerelde kurulur.

--Yerel Yönetim deyince, Seçilmişler(Başkan, Meclis üyelerinden oluşur ki, yönetim süreci içinde, seçilen meclis üyeleri de her ne kadar iktidar oyunun bir parçası gibi olsa da, konumuna göre ister iktidardan yana olanlar ister doğrudan muhalefetten yana olanlar, süreç itibari ile ikili bir oyun sürecinin içindedirler.

--Yerel Yönetim Bürokrasisi ise, herkesin atladığı en önemli, süreç yöneticisidir. Eli taşın altında ve yönetsel sorumluluğu taşıyanlardır.

--Seçim o kadar çok önemsendiğinden, yönetsel sorumluluk ve süreçler, BÜROKRASİNİN MASASININ ÖNÜNE VARILDIĞINDA anlaşılır. Çünkü, yasal olarak Başkan her ne kadar "seçimi kazanarak" gelse de, yönetim sürecini seçilen meclislerin aldığı kararları ancak BÜROKRASİ ile yürütebilir ve yönetebilir.

--Bu konu nereden aklıma geldi. Geçen günlerde Antalya'da yaşanan bir 4 kişilik ailenin tolunca intiharından sonra ortaya çıkan mektup, çok konuşulması ve tartışılması gereken bir olaydır.

--Her ne kadar sosyal medyada ortaya atılan para miktarı konuşulsa da; bürokrasinin dışında olduğu bir "yolsuzluk", rüşvet, iltimas vb süreçlerin olamayacağı gerçeğidir.

--Yönetim, Başkandan başlayarak hiyerarşik sıralamada en altta yer alan kişiye kadar giden bir organizasyondur.

--Genellikle şöyle bir sav vardır, yok efendim, "kimsenin ekmeği ile oynamayacağız." Bu siyasi olarak toplumun gazını almaya yönelik ise eyvallah. Yoksa, ortada iyi ya da kötü yapılan/yapılacak bir iş var ise bunu ancak BÜROKRASİ/Memurları da sürecin içine dahil ederek yapabilirsiniz. Genellemek böyle bir yaklaşım için doğru değildir amaortada bir yolsuzluk ve usulsüzlük var ise de, İSTİSNALAR KAİDE/KURALI BOZMAZ der atalar.

--Bu yolsuzluk ve usulsüzlük açısından.

--Bir de YÖNETSEL BAKIŞ AÇISINDAN bakmak gerekir ise:

--Seçimler niçin yapılır ve seçmen/halk niçin oy verir. Günümüzde MİLYONLUK KENTLERDE öyle kişilere bir bir verilen oylar ile başkan ya da seçilmişler seçilemez. Toplu siyasi ve örgütlü seçmen oyları sonucu etkiler ve belirler.

--Bu ise siyasi, ideolojik bir süreçtir. Başkanın değişmesi ilebaşkanının siyasi anlayış ve yaklaşımlarını/projelerini uygulayacağı kişi ve grupların yönetim süreçlerinin dışında olması mümkün değildir.

--Yönetim siyasi ve yönetsel bir savaştır. Strateji ve taktikleri vardır. Bu ise baştan sona, ekip anlayışı ise olur.

--Burada bir şeyin ayrımını da yapmak gerek. Siyasiler kadar Bürokrasinin de karar mekanizmasının içinde olduğu makam/kadro ve kişiler vardır. Benim sözünü ettiğim, vurgulamak istediğim konu ve olaylar bunlardır. Yoksa bilgisayarda kararları yazan, evrakı kayıt edip, saklayan sorumluluk süreçlerinde etkisi olmayan İŞGÖRENLERDEN söz etmiyorum.

--Çünkü yönetim bir savaş sürecidir, bu ise inanmış kadrolar eliyle yürütülür. AT, SAHİBİE GÖRE KİŞNER. Bunu görmez, anlamaz isen de, "EL, ELİN EŞEĞİNİ TÜRKÜ SÖYLEYEREK ARAR"ı, kaybedilen seçim akşamı anlar herkes.

--Haydi yönetim ve yakın ekip için bir gidilecek yer vardır da, kendini adanmış seçmen sayanların suskunluğuna, o gün ağlamaları bir deva olur mu?