Her şeyin bir sonu olduğu gibi makamların da bir sonu var, elbette. Ne görev yaparsanız yapın bir sonu var. Önemli olan mutlu sonla noktalayabilmek…


    Kimi makam sahibi bakarsınız arkasından övgüler dizdirir, kimi makam sahibine bakarsanız arkasından beddualar ettirir. Şu fani dünyada hoş bir seda bırakabilmek ne güzel…


    Ne güzel zamanında bayrak değişikliği yapabilene, hakkıyla görev yapıp ayrılmayı bilene…


    Kimse üstüne alınmasın ama alınması gerekenler de bir zahmet alınsın. Kimler geldi geçti. Ne krallar ne padişahlar ne sultanlar. Kimseye kalmadı bu dünyada, öte tarafa götüreni de görmedik…


    O zaman gelin biraz da ufkumuzu açalım, aydınlatalım, kucaklayalım herkesi. Hangi makam olursa olsun en küçüğünden büyüğüne dar kadrolarla iş yapma, çabucak yükselme ve zenginleşme gayreti var. Oysa birlikte olunmadığı sürece, kucaklayamadığımız sürece koltukta otursanız ne olur oturmasanız!


    Geldiğimiz noktada bazı makamlar ağırlığını kaybetti maalesef. Zamanında bırakmasını bilmeyenler, bırakmamak için her yolu deneyenler yüzünden herşey değersizleşti…


    Ve ne acıdır koca koca makamlarda görev yapanlar, anlı şanlı işler yapıyormuş havasında ortalıkta gezerken maalesef dökülüyoruz…


    Kamudaki israf almış başını gidiyor, kamu ihalelerinin müdavimi firmalar şaha kalkıyor, saraylar, lüks otomobiller, lüks makam odaları, zevk-ü sefa içinde yaşamlar, uçaklar, helikopterler vs…


    Ama vatandaş açlık ve yoksullukla boğuşuyor. 30 Yıl önce bile görmediğim manzaraları görüyorum. Çöp kutusu kenarında ekmek toplayanlar, Pazar sonrası kalan sebzelerden yemek çıkarmaya çalışanlar, atanamayan öğretmenler, kasiyerlik yapan doktora öğrencileri vs…


    Herşey yalan sevgili başkanlar, bakanlar, vekiller, belediye başkanları vs…

    Memleket sizlerin penceresinden toz pembe. Ama sokaklar öyle demiyor…


    Bu tabi sadece birilerinin değil, herkesin suçu…

Görmeyen, duymayan, duymazlıktan gelen herkesin…


    İşe göre adamın yerine, adama göre işin geldiği nokta aslında…

Liyakatten uzak görevlendirmeler, makam sahiplerinin güç zehirlenmesi…


    Evet yenilenme zamanı geldi…

    Baştan aşağı yenilik herkese, hepimize iyi gelecek…


    Bakın artık halk çıldırdı. Geçmişte yazarkasa atılıyordu ya bugün çok daha batık ülke…

    Haciz gelen vatandaşın bankaya yumurta atması da ondan…

    Ve maalesef bu daha iyi günlerimiz…


    Mahfi Eğilmez’in de dediği gibi 2020 iyiymiş dememize az kaldı…

    Yazık ki!

    O zaman daha ne bekliyorsunuz…