Suyumuz, hayatımız…

 

“Suyun hayat olduğu”na ilişkin cümlelerde hep insan, hayvan, doğa için gerekliliğine vurgu yapılır. Dünya Su Günleri’nde ahkam kesilir, Meclis’lerde ahkam kesilir ama görünen köy kılavuz istemez…

 

Suyumuzu da havamız, toprağımız gibi koruyamıyoruz…

 

Dün bir bülten geldi, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden. Çok mutlu oldum, Düden Çayı’ndaki analizlerin temiz ve mükemmel çıkmasına…

 

Ama hepimiz biliyoruz ki değerli Başkan Danışmanımız Lokman Atasoy da biliyor, bu veriler yeterli değil. Çünkü gerek kirletici unsurların tekrar devreye girmesi gerekse de geçirgen zemin nedeniyle hem sanayiden hem de katı atık tesislerinden ya da başkaca tesislerden kirlilik faktörleri devreye girebilir…

 

İstiyoruz ki olmasın…

 

O yüzden konuyu değerlendiren Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik’in uyarılarına da dikkat edilmeli…

 

Önemsenmeli, uzman görüşleri…

 

Bu arada bunu muhalefet olarak algılamamak, birlikte sorunun çözümüne odaklanmak gerek. Lokman Atasoy’un da amacının ve anlayışının bu olduğunu düşünüyorum…

 

Sorunun çözüm merci de tek kurum değil, sorun yaratıcılar ve kirleticiler de…

 

Çok sayıda kurumun ve tesisisin yarattığı bu sorunu denetim, sıkı takip ve işbirliğiyle yok edebiliriz…

 

Ne güzel demiş Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği Başkanımız Akın Akıncı da…

 

İklim kriziyle de mücadele de hep birlikte…

 

Gazeteci olarak amacımız kimseyi hedef almak değil…

 

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü de Belediyeler de ASAT da meslek odaları da herkes birlikte ve işbirliği için hayatımıza mal olacak bu tehdide karşı konuya takipte kalmalı…

 

Herkes görevini yaptığında ne balık ölür ne su kirlenir ne deniz kirlenir ne yaşamımız tehdit eden hastalıklar gündeme gelir…

 

Herkes için hep birlikte hareket zamanı…

 

Suyumuza sahip çıkalım…

 

Sadece Düden de değil mesele…