Mart ayından beri pandemi dolayısıyla uzak kaldık, birbirimizden. ‘Evde kal’ çağrılarıyla halk sağlığı için evlerimize hapsolduk olalı neler olduğundan da eskisi gibi çok hızlı haberdar olamıyoruz her zaman. Ama gördüğümüz, duyduğumuz, takip ettiğimiz ve peşini bırakmadığımız kadarıyla bile rant korona falan dinlemiyor…


Hatırlayacağınız gibi pandeminin başladığı ilk günlerde koruma alanlarına ilişkin bir düzenlemeyi değerlendirmiş ve ülke gündemine taşımıştık Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanımız Serdar Aykurt ile. Yapılan yeni düzenlemeyle koruma alanlarına müdahalenin önünün açıldığını kaydetmiştik. Haberi de 23 Mart’ta “Doğal koruma alanlarının sonu!” başlığıyla duyurmuştuk…


Gerçekten de öyle oldu…


Burdur’un Salda Gölü’nden Antalya’nın Kaş’ına, Gazipaşa’sına, Olimpos’una kadar dokunulmayan yer kalmadı. Bir bakıyoruz orada, bir bakıyoruz burada ürküten plan ve uygulamalar. Kimi geçmişten geliyor, kimi yeni yapılıyor, kimi uykuya yatmış planlar. Ama dikkat edin hepsi korona günlerinde hortladı...


Şunu söyleyeyim ki korona, rantçılar için adeta vurgun oldu…


Davalar, basın açıklamaları, eylemler hepsi askıya alınırken korona dinlemeyen bir açgözlülük, memleketin dağını, taşını, sahilini, koruma alanlarını yağmalıyor…


Evet, memlekete herşey lazım ama yeteri kadar varken, fazlası niye. Otel, turizm tesisi, golf alanı eksiğimiz mi var! Bildiğim kadarıyla fazlamız var. Olanı yeteri kadar pazarlayamamışken her yeri yağma etmek hele ki korona günlerinden ders çıkarmadan, çok acı…


Sadece kısa korona günlerinde bakıyorum tepki koyduğumuz ve eylem için yollara düşüverdiğimiz Gazipaşa’da sahili turizme açan planlama, parselasyon devam ediyor…


Serik’te Kültür ve Turizm Bakanlığı eliyle iki halk plajının daraltılması ve alanın turizm tesislerine açılmasında geri adım yok…


Olimpos’ta bana göre katliamın ayak sesleri olan bir planlama girişimi devam ediyor…


Ve Manavgat…


2018’den beri gündemde olan golf alanı ve golf oteli projesi…


İnsaf…


Vicdan…


Elbette yatırımcı gelsin, kazansın. Ama doğayı katletmeden de yatırım mümkün. Ortak aklı işleterek en iyiyi ve en güzeli bulmak mümkün…


Bize miras olan ve gelecek nesillerin emaneti doğal güzelliklerimize daha fazla kıymayalım…


Ha ille de kıyacağız deniliyorsa, peşin söyleyeyim ki Antalya’nın duyarlı meslek odaları, stk’ları takipte. Yargıdan ‘dur’ almadan durmakta fayda var… 


KADINLARI DUYAN OLMADI!


Gelelim bir kanayan yaraya. Çevre kadar insan hakları konusunda da duyarlılığımdan olsa gerek ki konuyu sadece basın mensubu kimliğimle değil, aktivist olarak da takipteyim…


Artan kadına yönelik şiddetten yakınırken içinde görev aldığım Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü’nün çığlıkları duyulmadı…


Kulaklar tıkandı belki…


Koronada şiddetin artacağını söylemek için alim olma gerekmez. Nitekim Başkan Güllü, uyardı ve öneriler sundu. Yardım hatlarının çalıştırılmasını 

istedi…


Ama ne oldu; 112’den 155’e, 183’e kadar kadınlar yardım alamadı. Telefonlara bakan bile olmadı…


Sonuç mu TKDF’nin Acil Yardım Hattı susmadı. Gerekli yönlendirmeler ve yardımlar yapıldı…


İçişleri Bakanlığı da açıkladı: Pandemi döneminde şiddet azaldı…


Ah benim güzel ve yalnız ülkem…