Gençliğin, geleceğimiz olduğunu söylerken, geleceğimize kıyılmaya devam ediyor. Son günlerde öğrenciler evinde, kayalıkta, bahçede, yurtta sürekli ölüyor…

 

Tarikat yurdunda başı kesilen gencimizin acısını unutmadan son dönemde sadece 1 ayda 3 öğrenci Akdeniz Üniversitesi Kampüsü içinde yurtlarda ölü bulundu…

 

Normal ölüm olamaz. Çünkü ailelerin ve arkadaşların iddiaları var…

 

Konuyu günlerdir stajyerimiz Arda Kır ile araştırıyoruz. Rektörlük konuşmadı, Gençlik ve Spor konuşmadı, Antalya Valiliği zaten dikkate bile almıyor. Biz de kendi elimizdeki bilgilerle derledik, son ölümün ardından…

 

11 Haziran’da ülke gündemini ‘1 ayda 3. ölüm’ manşeti belirledi. Aylardır barınma, beslenme sorunlarının yanında mobbingle karşı karşıya kaldıklarını iddia eden öğrenciler sanki bu haberi bekliyordu. Sosyal medyada binlerce paylaşım yapıldı…

 

Ve nihayet konu birilerinin dikkatini çekti. İlk olarak Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, 11 Haziran’da konferansında gazetemizi göstererek, öğrenci ölümlerini sorguladı…

 

Ardından dün kampüsün önünde açıklama yapacağını sosyal medyadan paylaştı. Nitekim herkes bunu bekliyordu. Bu konunun üstü örtülmesin…

 

Ümit Özdağ, tarikat iddialarını ve şüpheleri dile getirdi…

 

Ancak Valilik ısrarla ‘intihar’ diyor…

 

Bugüne kadar ölen öğrencilerin ardından bir taziye bile paylaşmayan valilikten, araştırma yapıldığı bilgisine ulaşmak için demek ki bir genel başkanın Antalya’ya gelmesi gerekiyormuş…

 

Neyse ki sağ olsunlar, rektörlükten de açıklama geldi. Komisyon kurulmuş. Hem de yetkisiz olmalarına rağmen…

 

Pardon ama değerli rektörüm o öğrenciler, sizin öğrenciniz, evladınızdı. Üstelik de okullarının kampüsünde öldüler…

 

Çok kızgın ve öfkeliyim. Bakın 1 ay önce kaybedilen Halil Gülcan’ın ağabeyi şüphelerini paylaştı. Ölüm haberini Halil’in arkadaşlarının saat 05.30’da verdiğini, ama olayın 01.47’de gerçekleştiğini ve kendilerini yurt yetkilisi ya da polisin aramadığını açıkladı…

 

Ağabey Cihan, bu bilgiye inanmadığını ve polisten olayı doğrulattığını kaydederken, daha aile Antalya’ya gelmeden Halil’in eşyalarının arkadaşlarına teslim edildiğin aktardı..

 

Ardından da 1 aydır bir açıklama olmadığını ve kafalarında deli sorular bulunduğunu belirtti. Cihan aynı şeyleri Ümit Özdağ’a da anlatmış…

Ve son olay Muhammed Kaya…

 

Yine düşerek ölüm, yine yurt. Yine kafada deli sorular…

 

Üstelik telefonu silinmiş. En son yanında olan arkadaşı intihara inanmıyor…

 

En korkuncu da bunca ölüme kılını kıpırdatmayanlar yerden kanı bile temizletmeye tenezzül etmemiş…

 

Öğrenciler arkadaşlarının kanının üzerinden geçerek yurda giriyor…

 

Neyse haberimiz, öğrencilerin ve duyarlı yurttaşların çabaları konuyu gündeme taşıdı da hep birlikte takibe aldık…

 

Açıklayın bu gençlere ne oldu? Sosyal medyadaki cemaat baskısı iddiaları doğru mu?

 

Devletin yurtlarında bir cemaat nasıl kol geziyor?

 

Manevi danışmanlar ne iş yapıyor, yurtlarda?

 

Ve koskoca devletimizin kamera alacak parası yok mu?

 

Elmalılı Hamdi Yazır Yurdu’nda kamera var da Sayın Valim, diğer yurtta var mı? Gidip gördünüz mü?

 

Lütfen kamuoyunu doğru bilgilendirin….